MAHKEMESİ : Malatya 4. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 20/03/2013NUMARASI : 2011/268-2013/103Davacı İ.. Ö.. vekili Avukat .. tarafından, davalı A.. A.. aleyhine 20/10/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 20/03/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dosya kapsamından; davacının kimlik bilgileri kullanılarak, AVEA bayisinden adına telefon hatları açıldığı ve kullanıldığı, ancak fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine davalı şirket tarafından davacı hakkında dört ayrı icra takibi yapıldığı, bunlardan üçünün itiraz üzerine durduğu, dördüncü dosyaya itiraz edilmediği, ödeme emirlerini tebliğ alan davacı tarafından, hem icra dosyalarına, hem de Cumhuriyet Başsavcılığı’na, hatları çıkartan ve kullananın kendisi olmadığı, sözleşmelerdeki imzaların kendisine ait olmadığı yönünde dilekçeler verildiği, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonucunda imzaların davacıya ait olmadığının tespit edildiği, hatları açtırıp kullanan dava dışı Z..D.. ile AVEA bayisi çalışanı olduğu belirtilen dava dışı Y.. G.. hakkında, özel belgede sahtecilik suçundan kamu davası açıldığı, eylemi sabit görülerek sanık Z..D..’ın mahkumiyetine, söz konusu hatların sanık Y.. G.. tarafından açıldığının kesin olarak belirlenememesi nedeniyle delil yetersizliğinden bayi çalışanının beraatine karar verildiği anlaşılmaktadır.Mahkemece, davalı şirket tarafından davacı hakkında yapılan icra takiplerinden üçünün itiraz üzerine durduğu, davalı şirketin itirazın iptali ya da kaldırılması yoluna gitmediği, durmayan takip yönünden 09/05/2011 tarihinden itibaren cebri icra konusunda herhangi bir işlem yapılmadığı, itirazlardan sonra davalı şirketin, alacaklı olduğu konusunda ısrarcı olmadığı, davacının takipler nedeniyle işine son verildiğini ve hangi suretle manevi zarara uğradığını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Davacının, kimlik bilgileri kullanılarak adına açılan telefon hatları nedeniyle hakkında dört adet icra takibi yapıldığı ve sözleşmelerin altındaki imzaların davacıya ait olmadığı sabittir. Davacı, bu durumu kanıtlamak ve borçtan sorumlu tutulmamak için icra dosyalarından bir kısmına itiraz dilekçeleri vermek ve savcılığa başvuru yapma ile uğraşmak durumunda bırakılmıştır. Davacı yararına manevi tazminata hükmedilebilmesi için, davalının alacağında ısrarlı olması, itirazın iptali davaları açması ya da fiili haciz yapması şart değildir.Davacı hakkında başlatılan icra takiplerinin haksız olması nedeniyle, davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığının kabulü gerekir. Davalı gsm şirketi, ticari faaliyetini yerine getirmek için birlikte çalıştığı bayilerini özenli seçmeli ve denetlemelidir. Özen yükümlülüğüne aykırı davranış davalının sorumluluğunu gerektirir. Şu halde; davacı yararına uygun bir manevi tazminata karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile istemin reddedilmiş olması doğru değildir. Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.