Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7912 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16592 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 22/08/2012 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine ve Birleşen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/302 Esas sayılı dava dosyasında, davacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 30/05/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen 15/05/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı - birleşen dosyada davacı ...'ın tüm, davacı - birleşen dosyada davalı ...'ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davacı - birleşen dosyada davalı ...'ın temyiz itirazlarına gelince; dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Davacı, ...'nde öğretmenlik yaptığını, davalının da aynı okulda görev yapan idareci olduğunu, kendisine mobbing yapıldığını, sudan sebeplerle hakkında soruşturma açıldığını, davalının hakaret ve fiili saldırılarına da maruz kaldığını belirterek; uğradığı maddi ve manevi zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur.Davalı ise, dava konusu iddiaların yerinde olmadığını belirterek, asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davacının mobbing nedeniyle tazminat talebi yönünden, davanın idari yargı yerinde ve idareye karşı açılması gerektiği ve bu nedenle husumet yokluğundan davacının davasının reddi gerektiği, fakat dava dilekçesinde fiili saldırıdan da bahsedilmiş olması nedeniyle husumet yönünde bir karar tesis edilmediği belirtilerek, maddi ve manevi tazminat istemi için fiili saldırı eylemi değerlendirilmiş ve maddi tazminat isteminin reddi ile manevi tazminat istemi yönünden kısmen kabul kararı verilmiştir.Mahkemece, davacının mobbing iddiasına dayalı talebi yönünden husumetten ret karar verilmesi gerektiği belirtilmiş olmasına rağmen fiili saldırı nedeniyle de tazminat talep edilmiş olması gerekçe gösterilerek husumet yönünden hüküm tesis edilmemiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.Kaldı ki, Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Kanunu’nun 13/1. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. İdare aleyhine böyle bir davanın açılabilmesi, hizmet kusurundan kaynaklanmış, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Kamu görevlisinin, özellikle haksız eylemlerde, Anayasa ve özel yasalardaki bu güvenceden yararlanma olanağı bulunmamaktadır. (Hukuk Genel Kurulunun 15/11/2000 gün ve E:2001/4-1650; 2000/1690, 26/09/2001 gün ve E.2001/4-595 K:2001/643, 29/03/2006 gün ve E.2006/4-86 K:2006/111; 17/10/2007 gün ve E:2007/4-640 K.2007/725; 31/10/2007 gün ve E:2007/4-800 K:2007/797; 20/02/2008 gün ve 2008/4-156 K:2008/140 sayılı ilamlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.) Somut olay değerlendirildiğinde; davacı, kendisine karşı psikolojik baskı ve sudan sebeplerle soruşturma açılarak disiplin cezası uygulandığı gerekçesi ile manevi tazminat isteminde bulunduğundan davacının istemini dayandırdığı bu maddi olgulardan, davalı müdürün göreviyle ilgili bir eylemine değil, salt kişisel kusuruna dayanıldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davalının görevi dışında kalan kişisel kusuruna dayanıldığına, eylemin görev sırasında ve görevle ilgili olmamasına ve hizmet kusuru niteliğinde bulunmamasına göre, eldeki davada husumetin davalıya yöneltilmesinde isabetsizlik de bulunmamaktadır. Mahkemece mobbing iddiasi ile ilgili olarak da işin esası incelenerek karar verilmesi gerekirken, bu durumun değerlendirme dışı bırakılması doğru olmamış ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı - birleşen dosyada davalı ... yararına BOZULMASINA, davalı- birleşen dosyada davacı ...'ın tüm, davacı - birleşen dosyada davalı ...'ın diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklana nedenler ile reddine ve davacı ...'dan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.