MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat Hüseyin Esatoğlu tarafından, davalı ... aleyhine 09/06/2011 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptalinin istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 27/03/2015 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 14/06/2016 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile karşı taraftan davacı vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının avukatlık ücreti ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2- Davalının diğer temyiz itirazına gelince;a) Dava itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, olay tarihinde kendisini telefon ile arayan bir kişinin şeker satmak istediğini belirtmesi üzerine kendisiyle konuşup anlaştıklarını, şeker parasının bir kısmının şeker fabrikasından malı alacak firmanın, bir kısmının ise davalının hesabına gönderilmesinin istendiğini, kendisinin parayı göndermesine rağmen şekerlerin gelmediğini, davalı ile görüştüğünde ise paranın döviz olarak kendisini...olarak tanıtan şahsın çalışanına teslim edildiğini öğrendiğini, sonrasında yaptığı araştırmada dolandırıldığını anladığını, hesabına sebepsiz yere yatan paranın tahsili amacıyla başlattığı takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.Davalı, kendisinin de dolandırıldığını ve olayın mağduru olduğunu, telefon ile arayan ve kendisini eski müşterisi ... olarak tanıtan bir kişinin altın almak istediğini söylediğini, bir kaç kez görüşüp anlaştıktan sonra sipariş verip hesabına para gönderdiğini, daha sonra altın almaktan vazgeçip parayı döviz olarak göndereceği çalışanına teslim etmesini kendisinden istediğini, kendisinin de böyle yaptığını, olayda şeker alacağı firma dışında birisinin hesabına para gönderen davacının da kusurlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davalının basiretli davranmayarak banka kayıtlarına göre havaleyi gönderen kişiye ulaşabilecek iken hesabına yatan parayı tanımadığı bir kişiye verdiği ve bu nedenle davacıya karşı sorumlu olduğu gerekçesiyle istem kısmen kabul edilmiştir.Dosya kapsamından; davaya konu olay nedeniyle davacı ve davalının şikayetçi oldukları, bu kapsamda yürütülen soruşturma kapsamında davalının parayı teslim ettiği kişiyi teşhis etmesiyle dava dışı bir kişi hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kamu davası açıldığı anlaşılmakatdır. Davalının dolandırıcılık amacıyla hareket eden kişilerle birlikte ve aynı amaç etrafında hareket etmediği açık olup kendisi de olayın mağduru durumundadır. Davacı tarafından gerçek faillere karşı bir tazminat davası açılmadığı gibi şeker alımı yapacağı firma dışındaki bir kişiye, herhangi bir açıklayıcı kayıt düşmeden, havale gönderen davacının da basiretli bir tacir gibi davranmadığı açıktır. Bu durum davacının bölüşük kusurunu oluşturmaktadır. Ayrıca davalı, asıl faili teşhis ederek bulunmasına yardımcı olmuştur. Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek tazminat miktarından olay tarihi itibariyle yürürlükte olup uygulanması gereken 818 sayılı BK madde 43, 44 (6098 s. TBK m.51, 52) uyarınca uygun bir indirim yapılmalıdır. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.b) Davacının tazminat istemi haksız eylemden kaynaklanmakta olup tazminat miktarı kural olarak yargılamayı gerktirmektedir ve likit (belirgin) değildir. Şu durumda davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmuş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2/a-b) no'lu bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) no'lu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davalı yararına takdir olunan 1.350,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.