Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7813 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 10433 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 12/09/2005 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 30/03/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan davacının temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Davalı ... vekilinin 13/03/2013 günlü dilekçesi ile temyizden feragat ettiği anlaşıldığından temyiz dilekçesi reddedilmelidir.2-Davacının temyizi yönünden:a)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidirb)Davacının diğer temyiz itirazına gelince:Dava trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, taraflarca temyiz edilmiştir.Borçlar Yasası'nın 47. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.Davaya konu olayda, olayın oluşu, kusur durumu, davacının ölene olan yakınlık derecesi ile yukarıda açıklanan ilkeler gözetildiğinde ölenin annesi olan davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı azdır. Davacı yararına daha üst düzeyde manevi tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştirSONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2-b) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, davacının diğer temyiz itirazlarının (2-a) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, davalının temyiz isteminin ise yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenle reddine ve temyiz eden taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 25/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.