Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 764 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 15029 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 19/10/2012 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 05/03/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız eyleme dayalı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalı doktorun yanlış ve hatalı tedavisinden dolayı annesinin felç geçirdiğini, yatağa bağımlı ve bakıma muhtaç yaşamaya devam ettiğini, annesinin her türlü bakımıyla kendisinin ilgilendiğini, bu yüzden liseden sonra eğitimine devam edemediğini belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalı doktorun kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın esastan reddine karar verilmiştir.Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan sorumluluk hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.Davaya konu edilen olayda, devlet hastanesinde doktor olan davalının, hatalı teşhis ve tedavide bulunduğu ileri sürülmüştür. Kamu görevlilerinin görevleri kapsamında yetkisini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zarardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen koşullara uygun olarak, idare aleyhine açılabileceğine göre, somut olayda davalıya husumet yöneltilmesi doğru değildir.Mahkemece, açıklanan olgular gözetilerek davanın husumet nedeniyle reddi gerekirken; davanın esastan reddedilmesi doğru değildir. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.