MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 15/08/2014 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptalinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14/05/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davacının diğer temyiz itirazına gelince;Dava, idari para cezasının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.Davacı, davalıya İş Kanunu'nun 108. maddesine dayanılarak aynı Kanun'un 107. maddesi uyarınca idari para cezası verildiğini, davalının .. yaptığı itirazın reddedilerek idari para cezasının kesinleştiğini, kesinleşen idari para cezasının tahsili için yapılan icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, takibe konu idari para cezasının Kabahatler Kanunu uyarınca iptali isteminin reddedilerek kesinleştiği gerekçesiyle icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/II. maddesi uyarınca alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takibe itirazının haksız olması gerekir. Haksızlık kavramı alacağın belirlenebilir (likit) olma şartını da kapsar. Somut olayda, idari para cezasının kesinleşmesinden sonra icra takibi başlatıldığı anlaşılmaktadır. Kesinleşen idari para cezasının, artık yasal olup olmadığı yargılama konusu yapılamaz (YHGK'nın 2000/21-135 E, 2000/149 K.) ve kesinleşen idari para cezasından davalı sorumlu olup alacağın miktarı belirlenebilir (likit) niteliktedir. Şu halde; takip konusu alacak likit olup davalı icra takibine itirazında haksızdır. Mahkemece, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi yerine, olaya uygun düşmeyen gerekçelerle icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş; kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenle davacı yararına BOZULMASINA, davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle reddine 08/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.