Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7501 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 4792 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 15/02/2012 gününde, birleşen dosya davalıları aleyhine 03/05/2012 gününde verilen dilekçeler ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl ve birleşen davaların zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 20/12/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Asıl dosyada, davalı ... hakkındaki dava haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat davası; Birleşen dosyada, davalılar ... ve ... hakkındaki dava ise haksız disiplin soruşturması yapma ve disiplin cezası nedeniyle manevi tazminat davasıdır. Mahkemece her iki davanın da zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.1-Davacının, birleşen dosya davalıları ... ve ...'e yönelik temyiz itirazları yönünden:Dava, haksız disiplin soruşturması yapma ve disiplin cezası verme nedeniyle manevi tazminat davası olup, davalılar kamu görevlisidir,davanın sebebi de yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan disiplin cezası verilmesidir. Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (.... 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, .... 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler, emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır. Mahkemece bu davalılar yönünden husumet yokluğundan davanın reddine karar vermek gerekirken işin esası incelenerek karar verilmesi doğru değildir. Birleşen dosya davalıları yönünden kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir2-Davacının, asıl dosya davalısı ...'a yönelik temyizine gelince:Dava, haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat davasıdır.Mahkemece, davalının şikayet dilekçesi üzerine yapılan soruşturma sonucu takipsizlik kararı verildiği, ortada bir suç olmadığı, ceza zamanaşımının uygulanamayacağı; BK 60/1 maddesindeki bir yıllık zamanaşımının ise, ... idare mahkemesinde davacı tarafından açılan disiplin cezasının iptali davasının dava tarihi (27/04/2009) itibariyle haksız fiili ve failini öğrendiği, bu tarihten dava tarihine (10/02/2012)kadar bir yıllık sürenin geçtiği gerekçesiyle, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Yasası'nın 60/2. maddesi gereğince zarara yol açan eylemin, aynı zamanda suç sayılan bir eylemden doğmuş olması durumunda olayda uygulanacak zamanaşımı süresi, o suçun bağlı olduğu (uzamış) ceza zamanaşımı süresidir. Ceza davası açılmaması sonuca etkili değildir. Dava konusu olay, 5237 sayılı Türk Ceza Yasası'nın 267. maddesinde tanımlanan iftira suçu niteliğinde olup uygulanacak ceza zamanaşımı süresi, aynı Yasası'nın 66/e. maddesi uyarınca 8 yıldır.Davalı Cumhuriyet Başsavcılığı'na 12/02/2009 günü şikayet dilekçesi verdiğine ve eldeki dava 10/02/2012 günü açıldığına göre 5237 sayılı Türk Ceza Yasası'nın 66/e. maddesinde öngörülen 8 yıllık (uzamış) ceza zamanaşımı süresi geçmeden eldeki davanın açıldığı kabul edilmelidir.Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davalının zamanaşımı savunmasının reddiyle işin esası incelenip varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden asıl dosya yönünden de kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1 ve 2) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.