Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7480 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8172 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğeri aleyhine 31/12/2009 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 01/10/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2- Davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;a) Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili, ... ilinde günlük yayınlanan ... Gazetesinde yazı işleri müdürü olan davalı ... tarafından kaleme alınan 08/03/2009 tarihinde internet sitesinde ve 09/03/2009 tarihinde gazetede yayınlanan "eğitilmeye muhtaç eğitimci" başlıklı yazının müvekkilinin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesini istemiştir.Davalılar vekili, haberde kamu yararının bulunduğu, davacının kurumdaki bir bayan öğretmene karşı meslektaşları önünde hakaret ve rencide edici davranışları dolayısıyla eleştirisel bir dil kullanıldığını, cümlenin özellikle seçildiğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.Yerel mahkemece, yazıda kullanılan ifadelerin davacının kişilik haklarının ihlali niteliğinde olduğu gerekçesiyle maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dava dilekçesi incelendiğinde, davacının maddi tazminat isteminin bir bölümünün vekiline ödediği ihtarname düzenleme ücreti ile soruşturma ve ceza davası sırasında avukatına ödediği avukatlık ücretlerine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Davacının vekili ile aralarındaki iç ilişki gereği vekiline ödediği ücretlerin davalılardan tahsiline karar verilmesi tazminat hukukunun genel ilkeleri ile usul ve yasaya uygun değildir. Davacı sadece tekzip metninin yayınlanması için noterden çektiği ihtarnamenin masrafını isteyebilir. Davacının bu kapsam dışındaki maddi tazminat taleplerinin reddi gerekirken yanılgılı gerekçe ile kabulü doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.b) Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi (818 sayılı BK 49. maddesi) hükmüne göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.Somut olayda, her ne kadar yazıda, davacının kişilik haklarına saldırı bulunmamakla birlikte davaya konu sözlerle ilgili olarak hakaret suçu nedeniyle davalı ... hakkında verilmiş olan mahkumiyet kararı TBK'nun 74 (BK'nun 53.) maddesi gereğince hukuk hakimini dolayısıyla dairemizi de bağlayıcı niteliktedir. Bu nedenle davacı yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru ise de olay tarihi ve yukarıda açıklamalar gözetildiğinde, davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminat fazladır. Davacı yararına daha alt seviyede manevi tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.c) Kabule görede mahkemece manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verildiği halde kendisini vekille temsil ettiren davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2/a-b-c) no'lu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.