MAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğeri aleyhine 19/11/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 29/04/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, yayın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu yazıda, "...?" başlığı altında: "...30 Ağustos resepsiyonu...At gözlüğüne benzer bir türban. İki kaş, iki göz, bir burun ve ağzı açık. Bir de eli. İlla ki baştan aşağı örtülü başkumandan (Cumhurbaşkanı) eşi Hayrünnisa Hanım'ın elini sıkarken..." ifadelerine yer verilmiştir.Dava dilekçesinde; dava konusu yazı ve davacının inancı gereği giydiği kıyafetin aşağılandığı, din ve vicdan özgürlüğünün ihlal edildiği ve kendisine hakaret edildiği belirtilerek manevi tazminat talebinde bulunulmuştur. Cevap dilekçesinde, davacının siyasi bir kişilik olduğu; laiklik ilkesi çerçevesinde eleştiride bulunulduğu ve hukuka uygun sınırlar içinde kalındığı savunulmuştur.Mahkemece, yazının eleştiri niteliğinde bulunduğu ve basın özgürlüğü kapsamında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dava konusu yazı, kamuoyunun gündeminde bulunan Suriye ilişkileri konusunda kaleme alınmış; alt başlık olarak 30 Ağustos resepsiyonu ve dava dışı Başbakan hakkında değerlendirmeler yapılmış ve Cumhurbaşkanı'nın eşi sıfatı ile törenlerde yer alan davacı ile ilgili olarak yukarıda belirtilen nitelendirmelerde bulunulmuştur. Dava konusu yazı, geneli itibariyle güncel konulara ilişkindir. Davacının konumu gözetildiğinde, kamu yararı ve toplumsal ilgi de söz konusudur. Ancak, yayın konusu ile kullanılan sözler arasında bulunması gereken düşünsel bağlılık irdelenmelidir.Somut olayda; davacının, salt insan olarak hukuki korunma altında bulunan kişilik özellikleri ve bunun dışarıya yansıma şekli, yayın konusu ile ilgisiz bir biçimde, abartılı ifade ve yakıştırmalara konu edilmiştir. Bu değerlendirmelerin, eleştiri hakkı kapsamında kabul edilmesi mümkün değildir. Aksine kişilik haklarına açık saldırı niteliğindedir. Basın özgürlüğü ile kişilik hakları arasındaki çatışan yararlar dengesi, davacı aleyhine bozulmuş ve davalılar bakımından da hukuka uygunluk nedeni oluşmamıştır. Açıklanan nedenler karşısında, davacı yararına uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Karar, bu nedenlerle yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 08/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.