Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7464 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 131 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 09/01/2013 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16/06/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davacının diğer temyizine gelince,Dava, alacak istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.Davacı, davalının ....’nde müdür yardımcısı olarak görev yapmakta iken 4046 sayılı Kanun uyarınca İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne araştırmacı kadrosuna atandığını, atanma tarihi itibariyle maaşının dondurulduğundan bahisle şahsa bağlı haklarının güncel değerleri ile şahsa bağılı olmayan ek tazminat ve bankacılık tazminatının atanma tarihindeki değerleri ile ödenmesi için 16.01.2005 tarihli başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali için... İdare Mahkemesinin 2005/1056 sayılı dosyasında dava açtığını, mahkemece işlemin iptaline, 16.01.2005 tarihinden itibaren hesaplanarak ve aynı tarihten itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte mahrum kaldığı parasal hakların ödenmesine hükmolunduğunu, idarece İdare Mahkemesi’nin kararına uyularak toplam 6.510,57 TL nin davalıya ödendiğini, İdare Mahkemesi kararının temyiz edilip Danıştay 5. Dairesinin 17/04/2009 tarih, 2006/4505 esas, 2009/2054 karar sayılı ilamıyla bozulduğunu, bunun üzerine... İdare Mahkemesi’nin 29.02.2012 tarihli kararı ile davanın reddine karar verildiğini, davalıdan ödenen 6.510,57 TL’nin iadesi talep edildiğini ancak ödemediğini belirterek bu bedelin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan ödetilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davacıya İdare Mahkemesi’nin kararına göre 6.510,57 TL ödemişse de bu kararın bozulup mahkemece daha sonra davanın reddine karar verildiği, ödemenin hukuki dayanağının kalmadığından davacının ödediği bu bedeli davalıdan talep edebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, ödeme tarihlerinden itibaren faiz talep edilmişse de davacıya yapılan ödeme mahkeme kararıyla olup ancak mahkeme kararının Danıştay 5. Dairesi’nin 17.04.2009 tarihinde bozulması ile bu para geri istenebilir hale geldiği gerekçesiyle davalı bu tarihten itibaren faizden sorumlu tutulmuştur.Dosya kapsamından, davacı idare tarafından davalıya yapılan ödemenin haksız olduğu anlaşılmaktadır. İdarenin zararı, haksız yere yapılan ödeme tarihinde doğmuş olup davacı bu tarihten itibaren faiz talep etmeye hak kazanmıştır. Davacı, dava dilekçesinde idare zararının davalıya yapılan ödeme tarihinde meydana geldiğini beyanla davalıya alacağının ödemenin yapıldığı tarihten itibaren yasal faizi ile tahsili isteminde bulunmuştur. Mahkemece istem göz ardı edilerek, Danıştay 5. Dairesi’nin bozma ilamı tarihinden itibaren faize hükmedilmesi usul ve yasaya uygun olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenle BOZULMASINA, davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte açıklanan nedenle reddine 06/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.