MAHKEMESİ : Karşıyaka 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 09/11/2012NUMARASI : 2011/206-2012/577Davacı A.. P.. vekili Avukat R.. Ç.. tarafından, davalı H.. C.. aleyhine 16/05/2011 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi azminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne dair verilen 09/11/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava haksız eyleme dayalı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm; davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, psikiyatrist olan davalıdan 2000 yılında terapi almaya başladığını, bu dönemde aralarında bir yakınlaşma başladığını, davalının evlenme teklifini kabul edip evlenmek üzere davalının evine taşındığını, davalının çeşitli bahanelerle nikah yapmayıp kendisini oyaladığını, kendisini özel muayenehanesinde çalıştırıp sigorta dahi yaptırmadığını, eski karısı ve sevgilisiyle olan görüşmelerinden rahatsız olması üzerine çıkan tartışmalarda kendisini yaraladığını, ailesine ve kendisine zarar vereceği tehditleriyle ayrılmasını engellediğini, bu durumun 7 yıl boyunca devam ettiğini belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.Davalı, davacıya evlenme teklif etmediğini, aralarındaki beraberliğin davacının talebiyle olduğunu, davacıya yönelik tehdit, şiddet gibi eylemlerde bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, tarafların bir dönem birlikte yaşadıkları, davalının dava dışı kişiyle evlenmesi üzerine tarafların ayrıldığı, birliktelik dönemlerinde davalının davacıya şiddet uyguladığı gerekçesiyle davacının manevi tazminat istemi kısmen kabul edilmiştir.Davacı ile davalı arasında Medeni Yasa’ya uygun olarak gerçekleştirilen ve hukuk alanında geçerlilik taşıyan bir evlilik ilişkisi bulunmadığından, aralarındaki uyuşmazlığın aile hukuku kurallarına göre değil, Borçlar Kanunu ve özellikle Borçlar Kanunu'nun haksız eyleme ilişkin düzenlemeleri gereğince çözümlenmesi gerekir.Dosya kapsamından, davacının davalı ile isteyerek birliktelik yaşadığı, sözkonusu tarihte reşit olduğu anlaşılmaktadır. Hukuken hiç kimse kendi kusuruna dayanarak hak elde edemez. Bu bakımdan davacının söz konusu nedenle manevi tazminata hak kazanamayacağı açıktır.Davacının davalının kendisine şiddet uyguladığı iddiası bakımından ise; davalı hakkında bu yönde yürütülmüş bir ceza soruşturması bulunmadığı gibi, davacı tarafından sunulmuş bir rapor ya da başkaca delil yoktur. Bu konuda dinlenen davacı tanıklarının beyanları, temelde davacının anlatımlarına dayalı dolaylı nitelikteki beyanlardır. Şu durumda davalının davacıya şiddet uyguladığı olgusu da ispatlanamamıştır. Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacının manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken; kısmen kabulü doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 08/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.