Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7430 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 170 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 23/05/2013 gününde verilen dilekçe ile altınların iadesi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 18/02/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1- Dava, ziynet eşyalarının iadesi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalı ile gayri resmi olarak evlendiklerini, düğün yaptıklarını, davalının kendisini evlenme vaadi ile kandırdığını, davalının başka bir bayanla yaşamaya başladığını, yaşananlar nedeni ile psikolojisinin bozulduğunu, ayrıca evden ayrılırken altınlarını ve çeyiz eşyalarını alamadığını belirterek ziynet ve çeyiz eşyasının iadesini ve uğramış olduğu manevi zararın tazminini talep etmiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının talep ettiği ziynet eşyaları ile düğün CD'sinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu takılan takıların birbirini tutmaması nedeni ile ziynet eşyalarının iadesi talebinin reddi ile davacının davalı ile düğün yaparak resmi nikah olmaksızın beraber yaşamayı kendisinin tercih ettiği belirtilerek manevi tazminat talebinin de reddine karar verilmiştir.Dosya içinde mevcut beyan ve belgelere göre, davacının davalı ile resmi nikah yapılmaksızın birlikte yaşadığı evden ayrılırken üzerinde bir takım ziynet eşyası olduğu ve bunların davalının ailesi tarafından alınmak istendiği, ancak almalarına izin vermediği ve davacının kolunda zorlama nedeni ile kızarıklıklar olduğu, ancak davacının evden çıkarken üzerinde bulunan ziynet eşyalarının miktarı ve cinsi konusunda kaç tane olduğuna yönelik beyan bulunmadığı gibi dava dilekçesinde davacının da düğünde takılan altınların hepsinin ne kadar olduğu ve evden çıkarken üzerinde ne kadar altını olduğu konusunda açıklama yapılmadığı anlaşılmıştır.Mahkemece, davacıya düğünde takılan altınlar ile davalıyla birlikte yaşadığı evden çıkarken üzerinde bulunan altınlar konusunda açıklama yaptırılarak ve tanıklara davacının davalı ile yaşadığı evden çıkarken üzerinde ne kadar altın olduğu hususlarının sorulup açıklattırılarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı gerekçe ile altınların iadesi taleplerinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.2- Davacının manevi tazminat isteminin reddine yönelik temyiz itirazlarına gelince;Tarafların evlenmek için yöresel gelenekleri yerine getirdikleri, düğün ile evlendikleri, sadece resmi nikahın yapılmadığı, davacının ve davalının kayden bekar olduğu anlaşılmaktadır.Toplumumuzun geleneksel yapısı ve tarafların yaşadıkları sosyal çevre de gözetildiğinde; resmi nikah yapılacağı inancı ile davacının davalı ile karı koca hayatı yaşaması, toplum içinde dul olarak etiketlenmesi yeni bir evlilik yapmasını zorlaştıracağı gibi ileride yapacağı evliliklerde de böyle bir durumun varlığının aleyhine kullanılabileceği kaçınılmaz bir gerçektir. Aynı sosyal çevreyi paylaşan davalının, davacının içine düşeceği bu durumu da gözeterek, daha hassas davranmasının, ondan beklenen ve olması gereken bir davranış modeli olduğu da unutulmamalıdır.Tüm bu olgular birlikte ele alındığında davacının, davalı tarafından evlenme vaadi ile kandırıldığı ve bunun etkisi altında gerek fiziksel gerek ruhsal anlamda zarara uğratıldığı ve bundan elem ve üzüntü duyduğunun kabul edilmesi ve davacının hukuka aykırı olan eylemden dolayı bozulan manevi dengesinin eski haline dönüşmesi, duygusal olarak tatmin edilmesi, zarar verenin de bir daha böyle bir eylemde bulunmaktan alıkonulması amacıyla uygun bir manevi tazminat hükmedilmesi gereklidir.Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacı yararına uygun bir miktar manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, isteminin reddedilmiş olması da bozma nedenidir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 06/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.