MAHKEMESİ : İstanbul 15. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 11/09/2012NUMARASI : 2012/3-2012/309Davacı T.. Ç.. vekili Avukat A.. K.. tarafından, davalı M.. P.. aleyhine 13/03/2012 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11/09/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davalının diğer temyiz itirazına gelince;Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, Adli Tıp Kurumu Fizik İncelemeler Dairesi'nde uzman olarak çalıştığını, davalının kendisi ve arkadaşlarını makamına çağırarak dairenin işleyişi hakkında hakaret ettiğini belirterek, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda Dairemizin bozma ilamına direnilerek; davalının davacı hakkında isim, şöhretini ve onurunu zedeler, davacıyı toplumda küçük düşürür nitelikte ifadeler kullandığı belirtilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Direnme kararı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 05/02/2014 tarih, 2013/4-417 Esas, 2014/81 sayılı kararı ile usul ve yasaya uygun bulunarak, dosya bozma nedenine göre esasa yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için Dairemize gönderilmiştir.Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun (hak ve nasfetle) karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Davaya konu edilen olayda; Adli Tıp Kurumu Başkanı olarak görev yapan davalı tarafından sarf edilen sözlerin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu kabul edilebilir ise de; olayın gelişimi, özellikle olay tarihi ve yukarıda belirtilen ilkeler dikkate alındığında davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı yararına BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 08/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.