Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7425 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7981 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Korkuteli Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 16/06/2009NUMARASI : 2004/489-2009/260Davacı S.. A.. vekili Avukat M..M.. tarafından, davalılar H.. D.. vd aleyhine 08/12/2004 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16/06/2009 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız şikayet nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalılardan M.. D..'in eşi H.. D..'i telefonla arayarak sarkıntılık yaptığı iddiasıyla kendisi hakkında şikayette bulunduğunu, cinsel taciz suçundan yapılan yargılama sonucunda beraat ettiğini belirterek, haksız şikayet nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davalıların telefonla sarkıntılık ve hakaret suçlarından şikayetçi olduklarını, ceza davası beraatle sonuçlanmış ise de; davacının üzerine atılı suçun ağırlığı nedeniyle toplumda itibarının zedelendiği ve maddi olarak zarara uğradığı kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılması veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.Somut olayda; davalıların şikayeti üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma sonucunda, yeterli delil olduğu değerlendirilerek davacı hakkında cinsel taciz ve hakaret suçlarından kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, sarkıntılık suçundan delil yetersizliği nedeniyle beraat kararı verildiği anlaşılmaktadır. Davalıların şikayetinin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ciddi bulunarak kamu davası açıldığı gözönüne alındığında, davalıların davacı hakkında Anayasadan doğan şikayet hakkını kullanmasını haklı kılacak az da olsa emare bulunduğu kanaatine varılmıştır. Şu durumda, davalılar hakkında şikayet için emare bulunduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, tazminat talebinin bir bölümünün kabulüne karar verilmesi isabetli olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 08/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.