Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7414 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13084 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/03/2013NUMARASI : 2011/532-2013/163Davacılar R.. K.. vd. vekili Avukat F.. S.. Y.. tarafından, davalılar B.. S.. vd. aleyhine 08/09/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet ve kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12/03/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız şikayet ve kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar, site yönetiminde bir dönem görev yaptıktıktan sonra yönetimi davalılara devrettiklerini, davalıların site yönetimi seçimleri sırasında kendileri hakkında; siteden toplanan paraları zimmetlerine geçirdikleri, görevlerini kötüye kullandıkları şeklinde iddialarda bulunduklarını, ayrıca panoya karalayıcı yazılar astıklarını belirterek manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; seçimlerde sitede oturanların yöneticilerin yaptıkları harcamalardan hesap sorma haklarının bulunması nedeniyle yapılan meşru eylemlerin haksız fiil teşkil etmeyeceği, ancak davalıların eylemlerinin meşru sınırlar içinde kalmadığı, isnat edilen fiillerin suç teşkil edeceği ve somut bilgi içermeden aleni bir şekilde yayılması nedeniyle kişilik haklarına saldırı kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılması veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.Somut olayda; Y.. Örnekevler Sitesi denetçileri tarafından hazırlanan 2008 yılı denetleme raporunda, 2008 mali yılı içerisinde yönetim tarafından birtakım usulsüz uygulamaların olduğunun belirtildiği, 2010 yılında yönetimin el değiştirdiği genel kurulda eski yönetimin ibra edilmediği, davacılar hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan 2009/7544 no'lu soruşturma dosyasında mali müşavir bilirkişinin raporunda; yönetim kurulu hakkında suç teşkil edecek herhangi bir husus tespit edilememiş ise de; bazı harcamalarda belge (fatura, fiş gibi) alınmaması nedeniyle özel usulsüzlük, vergi cezaları ile muhatap olunabileceğinin belirtildiği gözönüne alındığında, davalıların davacılar hakkında Anayasadan doğan şikayet hakkını kullanmasını haklı kılacak az da olsa emare bulunduğu, ayrıca davalılar tarafından panoya asıldığı ileri sürülen el ilanlarının, kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğuna dair dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmadığı anlaşılmaktadır.Şu durumda, davacılar hakkında şikayet için emare bulunduğu gözetilerek davanın tümden reddi gerekirken, tazminat talebinin bir bölümünün kabulüne karar verilmesi isabetli olmayıp kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 08/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.