MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... ve diğeri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğerleri aleyhine 02/03/2009 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/05/2011 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili, duruşmasız olarak incelenmesi de davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 11/12/2012 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı asil ... ve vekili Avukat ... geldi, karşı taraftan davacılar adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalılar ... ve ...'ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davalıların öteki temyiz itirazına gelince:a)Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, ... ve ... vekilleri tarafından temyiz olunmuştur.Dosya içeriğinden, davacı ...'ın davalı ...'un kullandığı otomobilde yolcu olduğu ve davalı ...'un alkollü olduğunu bilerek araca bindiği anlaşılmaktadır. Şu durumda, alkollü olduğunu bildiği sürücünün aracına binen davacının olayda bölüşük kusuru bulunduğu benimsenerek hükmedilecek tazminat miktarından Borçlar Yasası'nın 44. maddesi gereğince indirim yapılması gerekir. Yerel mahkemece, anılan yönlerin gözetilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.b)Borçlar Yasası'nın 47. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir. Davaya konu olayda, olay tarihi, olayın gelişimi ve yukarıda açıklanan ilkeler gözetildiğinde, davacı ... yönünden hüküm altına alınan manevi tazminat fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2/a-b) sayılı bentte gösterilen nedenlerle temyiz eden davalılar ... ve ... yararına BOZULMASINA; davalıların öteki temyiz itirazlarının ise (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve temyiz eden davalılardan ... yararına takdir olunan 900.00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacılara yükletilmesine, davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.