Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7277 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8344 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 07/03/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12/11/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, haksız şikayet nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istem kısmen kabul edilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, müvekkili dava dışı üçüncü kişinin vekili sıfatıyla, davalı aleyhinde icra takibi başlatması üzerine davalının, kendisi ve müvekkili hakkında .. sahte senet tanzim etmek ve kullanmak suçundan şikayetçi olduğunu, hakkında soruşturma başlatıldığını, senetteki imzanın davalının eli ürünü olduğunun tespit edilmesi neticesinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, bu nedenle kişilik haklarının ihlal edildiğini belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.Davalı ise; davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, istem kısmen kabul edilerek davacı yararına bir miktar manevi tazminata hükmolunmuştur.Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi (818 sayılı BK 49. maddesi) hükmüne göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.Somut olaya gelince, taraflar arasındaki olayın gelişim biçimi, olayın şekli, olay tarihi ve yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir olunan manevi tazminat tutarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 01/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.