Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7275 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8364 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 13/08/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/01/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istem kısmen kabul edilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Davacı, .. göz doktoru olduğunu, davalının göz muayenesi amacıyla gelmiş olduğu sırada kendisine hakaret ve tehdit içerikli ifadeler kullandığını, bu nedenle ceza mahkemesince yapılan yargılama sonucunda cezalandırıldığını belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.Davalı ise; davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, istem kısmen kabul edilerek davacı yararına bir miktar manevi tazminata karar verilmiştir.Dosya kapsamından; olay tarihinde hastanede görev yapan göz doktoru olan davacıyla, göz tedavisi olmak amacıyla hastaneye gelen davalının aralarında yaşanan tartışma neticesinde, davalının davacıya " ..." şeklinde sözler sarf ettiği iddiasıyla açılan kamu davası sonucunda .. esas, ... karar sayılı ilamı ile davalı hakkında hakaret ve tehdit suçundan hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verildiği, ceza dosyası içeriği itibariyle hakaret ve tehdit eylemlerinin sabit olduğu anlaşılmıştır.Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Hakim, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda hakimin, hukuk ve adalete uygun karar vereceği Medeni Kanun'un 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.Dava konusu olayın gelişimi, olay tarihi, sarfedilen sözlerin niteliği ve yukarıdaki ilkeler göz önünde bulundurulduğunda, hükmedilen manevi tazminat miktarı fazladır. Daha alt derecede manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, fazla miktarda manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş; bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenle davalı yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 01/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.