MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat....tarafından, davalı ... aleyhine 04/07/2007 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 23/02/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili Avukat ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalı muhtarın, köydeki arazilerle ilgili sınır ihtilafı nedeniyle kendisini tekme ve yumruk vurmak sureti darp ederek malul kalacak şekilde yaralandığını belirterek, sürekli iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat taleplerinde bulunmuştur. Davalı, muhtar olarak görev yaptığını, öne sürülen iddiaların gerçek olmadığının ceza dosyası ile sabit olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; olayla ilgili açılan ceza mahkemesi dosyası, dinlenen tanıklar keşif ve ... Raporuna göre, davacı ile arazideki komşu ve akrabaları arasında çıkan sınır ihtilafının çözümü için diğer arazi sahiplerinin muhtar olan davalıdan aracı ve yardımcı olmasını istediklerini, davalı muhtarın yerinden sökülen kazıkları dikmeye çalışırken davacının kazıkları sökmeye çalıştığını, bu sırada dengesini kaybederek dizinden yaralandığını, ... Raporuna esas yaralanmanın ve maluliyetin ise olaydan daha sonra evinde iken düşerek kalçasının kırılması sonucu meydana geldiği kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kururmunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy.K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.Davaya konu edilen olayda; .... Köyü Muhtarı ...'un, davacının eşi ile sınır komşusu olan dava dışı şahıs arasında dava konusu olan sınırın kazıklarının eski yerine dikilmesi için uğraşırken davacıya karşı müessir fiil suçunu işlediği ileri sürülmüş, kamu görevlisi olan davalı muhtarın görevi sırasında ve görevi nedeniyle meydana gelen zarardan sorumlu tutulması istenmiştir. Anayasa'nın 129/5 maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası'nın 13/1 maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. Kamu görevlisi aleyhine adli yargı yargı yerinde dava açılamıyacağına göre kamu görevlisi hakkında adli yargıda açılan tazminat davasında kast ve kusur aranmaksızın husumet nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekir. Mahkemece husumetten (taraf sıfatı bulunmadığından) red kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.