Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7161 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5255 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğerleri aleyhine 12/11/2012 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/09/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalılar .. ve ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız eylem nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, davacı ... davalılar .. ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalı şirket tarafından yürütülen yol çalışmaları sırasında dinamit patlatılması sonucu kopan kaya parçalarının müteveffanın başına isabet etmesi sonucu vefat ettiğini, dinamit patlatılmasından önce gerekli güvenlik önlemlerinin alınmadığını, patlama sahasının tamamen boşaltılmadığını ve bu sebeple kazanın meydana geldiğini iddia ederek, uğranılan zararın davalılardan tahsili isteminde bulunmuştur.Davalılar, gerekli güvenlik önlemleri alınmasına rağmen müteveffanın kusuru sonucu olayın meydana geldiğini belirterek istemin reddi gerektiğini savunmuşlardır.Mahkemece, olayın davalıların kusurlu eylemi sonucu meydana geldiği gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi (TBK/56) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir ntelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Davaya konu olayda; olayın oluş şekli, olay tarihi, müteveffanın kusur durumu ve yukarıdaki ilkeler dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarı fazla olmuştur, daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalılar yararına bozulmasına, davacının tüm, davalıların diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve temyiz eden davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.