Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7124 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8061 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacı-karşı davalı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı-karşı davacı.... aleyhine 22/06/2009 gününde verilen dilekçe davalı-karşı davacı ....vekili Avukat ... tarafından ise davacı-karşı davalı ... aleyhine 09/09/2009 gününde verilen karşı dava dilekçesi ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; dava ve karşı davanın reddine dair verilen 13/12/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava ve karşı dava, kişilik haklarına saldırı iddasına dayalı manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece dava ve karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı-karşı davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu olayda; okul müdürü olan ve kamu görevlisi sıfatı taşıyan davalının diğer öğretmenler hakkında davacının üst makamlara, okulun muhtelif yerlerinde ve muhtelif zamanlarda sigara içildiği yönünde verdiğini iddia ettiği dilekçeye dayanarak soruşturma başlattığı, soruşturma başlatılan öğretmenlerin bu nedenle davacıya karşı olumsuz tutum ve davranışta bulundukları, davalının öğretmen, öğrenci ve velilere "bu öğretmenlik yapmıyor, eğitim-öğretimi aksatıyor, sigara çay içip yatıyor, ders yapmıyor, sınıfı temizlemiyor, çocuklarınızı pislik içinde bırakıyor" şeklindeki beyan ve davranışları ile ilgili olarak davacının manevi tazminat isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır. Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy.K.13, ... 2011/4-592 E.,2012/25 K) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukuku'nun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır. Şu durumda yerel mahkemece yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve açıklamalar gözetilerek, davalı hakkındaki davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun olmadığından bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.