MAHKEMESİ : Keşan 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 20/06/2013NUMARASI : 2012/304-2013/307Davacı N.. G.. vekili Avukat C. B.tarafından, davalı B.. M.. aleyhine 31/08/2012 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20/06/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız eyleme dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; miktar itibariyle kesin nitelikli olan hüküm, T.C. Adalet Bakanlığı'nın istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 24/03/2014 günlü ve 2014/87403 sayılı yazı ile kanun yararına temyiz edilmiştir.Davacı, Keşan İlçesi Bahçeköy'ünde kain 963 ve 964 parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu, bu taşınmazlara semeresinden yararlanmak amacıyla kavak ağacı diktiğini, daha sonra kavak ağaçlarının kesildiği haberini alınca tespit yaptırdığını, yapılan keşifte Bahçeköy muhtarlığınca 80 adet kavak ağacının telef edildiğinin ve değerinin toplam 1,027 TL olduğunun belirlendiğini, bu haksız eylem nedeniyle uğradığı zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, tüm uyarılara rağmen davacının bahse konu ağaçları köye giden elektrik iletim hattına zarar verecek şekilde diktiğini, sık sık köy halkının elektriğinin kesilmesine neden olan ağaçların elektrik idaresi görevlileri tarafından kesilmiş olabileceğini, davacının sorumsuz davrandığını ve köylüyü mağdur ettiğini beyanla, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, tespit dosyası kapsamında sunulan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, miktar itibariyle kesin nitelikli olduğundan, Adalet Bakanlığı'nın gösterdiği lüzum üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “dosyadaki delillere göre dava konusu ağaçları elektrik idaresi çalışanlarının kestiklerinin açıkça anlaşıldığı, davalı köy tüzel kişiliğinin ağaçların kesilmesi ile bir ilgisinin olmadığı, bu nedenle davalı yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle 1086 sayılı HUMK 427/6 maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istenilmiştir.Davalı, Bahçeköy Muhtarlığı bir kamu tüzel kişiliği olup kural olarak, işlem ve eylemleri kamusal nitelik taşır. Dava konusu olayda, davalı muhtarlığa husumet yöneltilerek, yasa ile verilmiş kamu görevini yerine getirmediği ileri sürülmüştür. Görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesi hizmet kusuru niteliğindedir. İdarenin hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince ilgili idareye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Görev sorunu, açıkça veya hiç ileri sürülmese de yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilir.Kanun yararına bozma isteminde, husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulması istenilmiş ise de, mahkemelerin görevinin “husumet” meselesinden önce ele alınması ve husumet konusunda karar verecek olan mahkemenin öncelikle o davaya bakmakla görevli olması gerekir. Açıklanan bu durum gözetilerek ilk derece mahkemesince, yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemi netice itibariyle kabul edilerek, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma isteminin kabulü ile; hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan 1086 sayılı HUMK 427/6. maddesi gereğince sonuca etkili olmamak kaydıyla Kanun Yararına Bozulmasına, kararın bir örneği ile dosyanın gereği yapılmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine 05/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.