Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7105 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 873 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğeri aleyhine 10/03/2003 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/12/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ... davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince:Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin reddine dair verilen kararın Dairemizce bozulması üzerine istemin bir bölümünün kabulüne karar verilmiş, karar taraflarca temyiz olunmuştur. Davacı, davalı ...’ın diğer davalı ...’in avukatı olup, hazırladığı cevap ve düzeltme metninde kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu gerekçesi ile uğradığı manevi zararın davalılara müştereken ve müteselsilen ödetilmesi isteminde bulunmuştur.Davalılar, cevap ve düzeltme metninin eleştiri sınırları içinde kaldığını, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.Mahkemece bozma ilamına uyularak, davalılar tarafından hazırlanan cevap ve düzeltme metninin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu kabul olunarak istemin bir bölümünün ödetilmesine karar verilmiştir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olayagöre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Somut olaya gelince; uyulan bozma ilamı gereğince dava konusu cevap ve düzeltme metninde eleştiri sınırları aşılarak davacının kişilik haklarına saldırıda bulunduğu kabul edilmiş ise de tarafların konumları, yayın tarihi ile yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde yerel mahkemece davacı yararına takdir edilen 10.000,00 TL manevi tazminat fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, davacının tüm, davalıların diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenler ile reddine ve temyiz eden davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.