Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7080 - Karar Yıl 2003 / Esas No : 1530 - Esas Yıl 2003





Davacılar M. Nuri G. ve diğerleri vekili Avukat Abdullah Pehlivan tarafından, davalılar AGF Garanti Sigorta A.Ş. ve diğerleri aleyhine 26/7/2002 gününde verilen dilekçe ile maddi hasarlı, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16/4/2002 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Diğer temyiz itirazlarına gelince; davacılar, davalıların hukuka aykırı eylemleri sonucu maddi ve manevi zararın tazminini istemişlerdir. Bu bağlamda küçük Ayşe A. için kafatasındaki yaralar ve kalça kırığı nedeniyle 500.000.000 lira manevi tazminatın da hüküm altına alınmasını istemişlerdir. Davanın devamı aşamasında Ayşe A'in yukarıda belirtilen yaralanmaları dışında ayrıca yüzünde sabit iz bırakacak biçimde de yaralandığı Adli Tıp Kurumu raporu ile anlaşılmıştır. Bunun üzerine adı geçen davacının vekili 20/9/2001 tarihini taşıyan ve ıslah dilekçesi olarak isimlendirilen dilekçe ile bu sabit iz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemiştir. Anılan dilekçe davanın ıslahı olarak nitelendirilmiş ise de içerik itibariyle başka olgulara ve isteklere dayanması nedeniyle ayrı bir dava olarak kabul edilmek gerekir. Bu halde de anılan dilekçenin bir davada bulunması gereken koşulları taşıması ve davada izlenmesi öngörülen usule uyulması gerekir. Bu bağlamda karşı tarafa tebliğ edilmesi ve istem konusu itibariyle de harcı alınmalıdır.Somut olayda bu dilekçe karşı tarafa tebliğ edilmiş ise de gerek Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'ndaki hükümlere, gerekse Harçlar Kanunu'nun 30. maddesinde öngörülen kurala göre harcı alınmamıştır. Bu gibi durumlarda Harçlar Yasası'nın anılan hükmü gereğince işlem yapılması gerekir. Şu halde bu dilekçede talep edilen dava konusu tazminat miktarı itibariyle Harçlar Yasası'ndaki ölçülerce sınırlı olmak üzere davacıdan harcını ödemesi için uygun bir süre verilmeli, bu süre içinde harcın yatırılması istenmeli, yatırılmadığı takdirde HUMK'nun 409. maddesi uyarınca işlem yapılmalıdır. Mahkemece bu yönteme başvurulmamış olması doğru olmadığı gibi usulüne uygun bir davanın açılmadığı gözetilmeden hüküm yerinde ilk davada manevi tazminatın nedeni olarak belirtilen kafa ve kalça kırığından dolayı değil yüzde sabit iz kalması nedeniyle manevi tazminata hükmedilmesi ve böylece ilk davadaki nedenden dolayı tazminat konusunda bir karar verilmemiş bulunması da doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle davacı Ayşe A'in temyiz itirazlarının kabulüne, (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle onun yönünden hükmün BOZULMASINA, bu aşamada işin esasının incelenmesine yer olmadığına, diğer davacıların temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/5/2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.