Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7037 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 7422 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vd. aleyhine 02/09/2010 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 19/03/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, davaya konu menkullerin aynen iadesi bu mümkün olmadığı takdirde bedelinin alacak olarak davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıların babasından boşandıktan sonra birlikte yaşamaya devam ettiklerini, ancak eşinin vefat ettiğini, bunun üzerinde davalıların tespit davası yoluyla, yokluğunda tespit yaptırıp kendisine ait eşyalara el koyduklarını beyanla, eşyaların aynen iadesini bu mümkün olmadığı takdirde bedelinin davalılardan tazminini talep etmiştir.Davalılar, davacının boşanmasının kanuna karşı hile niteliğinde olduğunu, eşyaların murise ait olduğunu bu nedenle hak talep edemeyeceğini beyanla, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davacı tarafça ibraz edilen faturaların her zaman düzenlenebilecek belgelerden olduğu ve davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamından; davacı tanıklarının davacıya ait olduğunu belirttikleri bir kısım eşyaları tek tek saydıkları, yine davacı tarafından eşyalarının satın alımına dair fatura ve alış veriş fişlerinin dosyaya delil olarak ibraz edildiği anlaşılmaktadır. Dosyada mevcut bilirkişi raporunda ise sadece talebe konu eşyaların adeti ve fiyat tespiti yapılmış olup, ibraz edilen fiş ve faturalar ve tanık beyanları ve dosya kapsamı hiç bir şekilde değerlendirmeye tabi tutulmamıştır. Usul Hukukunda, bir davada, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü hakim tarafından bilinmeyen özel veya teknik bir bilgiye bağlı ise hakim gerekli olan özel veya teknik bilgiye sahip kişi veya kişilerin konu ile ilgili görüşünü alabileceğine dair düzenleme getirilmiş olup, bilirkişi olarak seçilecek kişinin, kendisinden görüş istenen konuyu inceleyerek mahkemeyi aydınlatabilecek nitelikte olması gereklidir. Bu durumda, davacının talep edebileceği miktarın tespiti için konusunda uzman, ehil ve yetkili bilirkişiden ayrıntılı, açık, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamış ve kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA. ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.