Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6980 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 4394 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki muvazaa nedeniyle icra takibinin ve takibe konu bonunun iptali davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 10/12/2012 günlü ve 2012/17084-2012/18873 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davalı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’nun 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, davalılar arasındaki bono ve bonoya dayalı takibin danışık (muvazaa) nedeniyle iptali istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalının temyizi üzerine dairece onanmış; davalının karar düzeltme itirazları üzerine dosya yeniden incelenmiştir. Davacı, davalılardan ...'dan alacaklı olduğunu ancak davalı ...'ın, kendi çalışanı olan diğer davalı ...'ye 175.000,00 TL bedelli iki ayrı bono verdiğini, davalı ...'nin de, davalı ... aleyhine senede dayalı takip başlattığını, itiraz edilmeyen takibin kesinleştiğini ve davalı ...'ın taşınmazlarına haciz konulduğunu, davalı ...'ın, davacıdan mal kaçırmak amacıyla, bu şekilde bir çok çalışanına senet vererek aleyhine muvazaalı bir şekilde icra takibi yaptırdığını belirterek, Borçlar Kanunu'nun 18. maddesi gereğince icra takibinin ve takibe konu bonoların iptalini istemiştir.Davalılar, usul ve yasaya aykırı olan davanın reddini savunmuşlardır.Yerel mahkemece, davalılar arasındaki bono tanzimi ve icra takibinin, davacının alacağını etkisiz bırakmaya yönelik olduğu kabul edilerek, davanın kabulüne karar verilmiştir.İcra ve İflas Kanunu'nun 283/1. maddesi gereğince "Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, bu davaya konu teşkil eden mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve davanın konusu taşınmazsa, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın tashihine mahal olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir."Eldeki davada, davacının amacı, bono ve takibin iptali olmayıp alacağına kavuşmak olduğundan, davacının alacağını almasına olanak sağlayacak biçimde karar verilmesi; bu bağlamda, İcra ve İflas Kanunu'nun 283/1. maddesinde yer alan kaydın iptaline gerek olmadan davacının alacağını isteyebileceğine ilişkin düzenlemeye benzer biçimde hüküm kurulması gerekir.Yerel mahkemece, açıklanan yönler gözetilmeyerek, davalı ...'ın, diğer davalı ...'ye borçlu olmadığının tespitine ve takibe konu bononun muvazaa nedeniyle iptaline karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekirse de, karar onanmış bulunduğundan davalının karar düzeltme istemi HUMK'nun 440-442. maddeleri uyarınca kabul edilmeli, onama ilamı kaldırılmalı, ancak belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK'nun geçici 3. maddesi gereğince uygulanmasına devam olunan 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca karar düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 440-442 maddeleri gereği, davalının karar düzeltme isteminin açıklanan nedenlerle kabulüne, 10.12.2012 gün ve 2012/17084-2012/18873 E.K. sayılı onama kararının kaldırılmasına, yukarıda gösterilen nedenlerle hüküm fıkrasının ikinci ve üçüncü bentlerinin silinerek, yerine "Davalı ... tarafından, diğer davalı ... aleyhine yürütülen Bolu 3. İcra Müdürlüğü'nün 2009/3682 E. sayılı icra takibinin ve takibe dayanak teşkil eden senetlerin, davacı yönünden muvazaa nedeniyle geçersiz sayılmasına" biçimindeki tümcenin yazılmasına; kararın düzeltilmiş bu biçimi ile ONANMASINA ve karar tashihi talep eden davalıdan önceki onama kararımızla alınan harç ile peşin alınan tashihi karar harcının istek halinde geri verilmesine 15/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.