MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacılar ... vdl. vekili Avukat ... tarafından, davalılar ..... aleyhine 07/05/2009 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 25/10/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, trafik kazası nedeniyle desteğin ölümünden dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar, kazaya neden olan aracı bir teşebbüs ünvanı adı altında işleten ve aynı zamanda araç kayıt maliki olan şirket ile dava dışı araç sürücüsünün işverenlerini dava ederek, trafik kazasında desteklerinin ölümü nedeniyle uğradıkları zararın müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir. Davalı ... ve ..., uzun süreli kira sözleşmesi ile kayıt maliki oldukları aracı dava dışı ...'ya kiraya verdiklerini, bu nedenle aracın işleteni olmadıklarını belirterek, davanın reddini savunmuş, diğer davalılar ise, dava dışı sürücünün işçileri olmadığını, davacıların tazminat talebinde bulunmayacaklarına dair ibranameye imza attıklarını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.Yerel mahkemece, davalıların, araç sürücüsü ve işleteni olmadıklarından dolayı, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya incelendiğinde, olay sonrası düzenlenen trafik kaza tutanağındaki “kazaya karışan araçlar” bölümü ile olay yeri basit krokisinde, kaza yapan .... plakalı araç ile ilgili olarak “Bifa” ifadesinin yazılı olduğu, diğer yandan aracın kayıt maliki olan davalı ... ve ...'nin, aracı gıda sektöründe faaliyet gösteren ve kayden iş yeri sahibi olan dava dışı ...'ya 1 yıl ara ile 2 yıl süre ile kiraya verdiği, anılan dönemde aracın tüm sigorta ve vergi ödemelerinin dava dışı ... adına yapıldığı, buna karşın bahse konu iş yerinin fiilen diğer davalılar ... ve ... tarafından işletildiği, dava dışı sürücü .....'nun da bu iş yerinde çalıştığı ve aracın bu sürücüye iş kapsamında tahsis edildiği, kazanın da iş yerinde araca mal yüklenirken, dava dışı sürücünün geri manevra yaptığı esnada, davacıların desteği....'ın üzerinden geçerek meydana geldiği anlaşılmaktadır. 1-Kazaya neden olan aracın, uzun süreli kira sözleşmesi ile dava dışı ...'ya devredilmesinden dolayı, davalı kayıt maliki ...ve .... AŞ.'nin işleten olmadığının kabul edilmesinde bir isabetsizlik yok ise de, aracın üzerinde halen davalı şirketin ticari ünvanının yazılı olmasına göre, aracın davalı şirketin ünvanı ve işletme adı altında çalıştırıldığı kabul edilmelidir. ... Kanunu'nun 85. maddesindeki; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” biçimindeki düzenlemeye göre, kazaya karışan aracın davalı şirketin ünvanı ve işletme adı altında işletilmesi nedeniyle davalı şirketin sorumluluğunun bulunduğu açıktır. Şu halde, davalı şirketin anılan kanun maddesi uyarınca sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, işleten ve sürücü olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. 2-Kişilerin sözleşme dışı sorumluluğunda kural olarak kusur sorumluluğu esastır. Ne var ki; yasa koyucu değişik sebeplerle kusursuz sorumluluk hallerini de kabul etmiştir. 818 sayılı BK'nun "istihdam edenlerin mesuliyeti" başlığı altında düzenlenen 55. maddesi (6098 sayılı TBK'nun 66. maddesi) uyarınca; istihdam edenlerin müstahdemlerinin eylemlerinden sorumlu tutulmaları ilkesi, kendi yararı için başkasını çalıştıran kimsenin, bu işin ifasından meydana gelecek zarar tehlikesini bazı şartlar altında üzerine alması esasına dayanır. İstihdam eden, müstahdem veya işçilerini seçerken, onları çalıştırırken, başkalarına zarar vermemelerini sağlamakla ve buna dikkat ve özen göstermekle yükümlüdür. Somut olayda; zararlandırıcı kazanın gerçekleştiği anda kaza yapan aracı dava dışı ....'nun kullandığı, geri manevra esnasında aracın arkasında bulunan davacıların desteğinin üzerinden geçerek ölümüne neden olduğu, kazanın oluşumunda dava dışı sürücünün %75 (asli) kusurlu olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Dava dışı sürücünün, hakkında yürütülen ceza dosyasındaki ifadelerinde, davalılar ... ve ...'nın işyerinde işçi olarak çalıştığını söylediği, adı geçen davalıların da aynı dosyada alınan ifadelerinde dava dışı sürücünün işvereni olduklarını kabul ettikleri, olay günü de dava dışı sürücünün adı geçen davalıların emir ve talimatlarını yerine getirmek için aracı kullandığı görülmektedir. Davalılar ... ve ...'nın, dava dışı sürücünün istihdam edeni olduğu açıktır. Şu halde, davacıların zarara uğraması ile sonuçlanan olayda istihdam eden durumundaki davalılar ... ve ...'nın da zarardan sorumlu tutulması gerekirken, işleten ve sürücü olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle de kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1 ve 2) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.