MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ....aleyhine 13/11/2009 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 20/09/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, araçtaki gizli ayıp nedeni ile kaza esnasında hava yastıklarının açılmamasından dolayı yaşanan hayati tehlikeden dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, sevk ve idaresindeki aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek başka bir araca ve bariyerlere çarptığını, aracın ciddi hasar gördüğünü, ancak kendisinin yara almadan kurtulduğunu, araçta bulunan gizli ayıp nedeniyle aracın hava yastıklarının açılmamasından dolayı hayati tehlike geçirdiğini, ruhsal çöküntü yaşadığını belirterek, üretici firma olan davalı şirketten manevi tazminat isteminde bulunmuştur.Davalı, aracın hava yastıklarının açılmasını gerektirecek kadar ciddi bir darbe almadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.Yerel mahkemece, eldeki dosyada alınan bilirkişi raporuna göre, hava yastıklarının açılmasına neden olacak kadar aracın ciddi bir darbe almadığı, hava yastıklarının ayıplı olmadığı kabul edilerek, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içerisine alınan, ......Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2009/410 D.İş sayılı dosyasında mevcut, makine mühendisi ..... tarafından tanzim edilen 06.09.2009 tarihli bilirkişi raporunda; “araçta meydana gelen hasarın yeri ve büyüklüğü nazara alındığında, hava yastıklarının açılmamasının, araçta mevcut gizli ayıptan kaynaklandığı" tespiti yapılarak mevcut durum ve zararın oluşmasında davalıya kusur atfedilmiştir. Oysa, eldeki dosyada düzenlenen ve hükme esas alınan 28.07.2011 tarihli üçlü bilirkişi raporunda ise; “hasarın büyüklüğü ile darbenin şiddeti arasında her zaman doğrudan ilişki kurulamayacağı, aracın darbeyi deformasyon açısından zayıf olduğu kısımdan aldığı, aracın şase kollarına doğrudan bir darbe gelmediği, bu nedenle hava yastıklarının açılmamasının normal olduğu” tespiti yapılarak davalıya herhangi bir kusur atfedilmemiştir. Ancak raporun inceleme bölümünde, "....trafik kazası tespit tutanağı okunamaz kalitede olduğu için .... aracın hasar durumu ile detaylı bilgi edinilememiştir. Dosyada bu aracın hasar durumunu gösteren fotoğraflar da bulunmamaktadır." denilmektedir. Raporlar arasında, tespit edilen bulgular ve varılan sonuçlar itibariyle çelişki bulunmakta olup, bu çelişki giderilmeden kusurun varlığını kabul eden bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması doğru değildir.Şu halde, kazaya ilişkin belgelerin okunaklı nüshaları ve varsa fotoğraflarda temin edilerek çelişkiyi gidermek için oluşturulacak yeni heyetten rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiş ve karar bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.