Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6921 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3995 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 14/10/2003 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/12/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılardan ... vekili Avukat ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava basın ve yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalılardan ... tarafından yapılan bir konuşmanın 01/10/2003 tarihinde ... TV isimli televizyon kanalında ve 02/10/2003 tarihli ... gazetesinde yayınlandığını, söz konusu konuşmada 59. Hükümetin Başbakanı olan kendisi hakkında gerçek dışı ve katlanılması mümkün olmayan ifadelere yer verildiğini, konuşmada dile getirilen asılsız iddiaların kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.Davalılar, ... Parti isimli siyasi partinin genel başkanı olan ... tarafından yapılan konuşmanın siyasi bir eleştiri niteliğinde olduğu, bu konuşmanın yayınlanmasında kamu yararı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, dava konusu yayınlar nedeniyle davacının kişilik haklarının zarar gördüğü belirtilmiş ve istem kısmen kabul edilmiştir.Anayasa'nın 25. maddesi uyarınca: “Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.”Anayasa'nın 90. maddesine göre usulüne uygun şekilde yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bu kapsamda ülkemizin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de kanun hükmünde sayılmaktadır.AİHS'nin 10. maddesinde: “Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir alma ve verme özgürlüğünü de içerir....” hükmü bulunmaktadır.Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bir çok kararında (Başvuru no:9815/82 Liegens – Avusturya, Başvuru no: 29032/95 Feldek – Slovakya, Başvuru no: 26118/10 Eon- Fransa) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan ifade özgürlüğünün; sadece zararsız ve ilgilenmeye değmez olarak görülen bilgi ve fikirleri değil aynı zamanda rahatsız eden, şaşırtan ve gücendiren ifadeleri de kapsadığını belirtmiş; ifade özgürlüğü olmadan "demokratik bir toplum"dan söz edilemeyeceğini vurgulamıştır. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne göre; siyasetçilere yönelik eleştirinin sınırı özel kişiler için olandan daha geniştir ve bu durum günümüzde yerleşik bir ilke haline gelmiştir. Bu bağlamda siyasetle uğraşan kişilerin kendilerine yönelik sert, ağır ve hatta incitici eleştirilere de katlanması gerekir. Çünkü siyasetçi zorunlu ve bilinçli olarak eylem ve davranışlarını gazetecilerin ve vatandaşların dikkatli bir kontrolüne açık bırakmaktadır.Davacı, dava konusu konuşmanın yayınlandığı dönemde 59. Hükümetin Başbakanı olarak görev yapmaktadır. Davalı ise; ... Parti'nin Genel Başkanıdır. Konuşmada Hükümetin bazı işlemlerinden yola çıkılarak davacıya sert eleştiriler yöneltildiği anlaşılmaktadır.Dava konusu konuşmanın bütünü, yapıldığı zaman dilimi, konuşmayı yapan ve hakkında konuşulan kişinin siyasi kişilikler olması ile yukarıda açıklanan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. maddesi ve bunun uygulamasına yönelik Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararları gözetildiğinde açıklamaların eleştiri sınırları içinde kaldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek istemin tümden reddi gerekirken kısmen kabulü doğru görülmemiş ve bu yön bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.