Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 692 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 11089 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vdl. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 02/05/2006 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 14/12/2006 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız eylem nedeni ile alacak istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş,karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar vekili, davalının müvekkillerini dolandırdığını, Ağır Ceza mahkemesinde yargılandığını ve cezalandırıldığını beyanla 20000 TL alacağın davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı zamanaşımı definde bulunarak davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının davacıları dolandırdığının ceza dosyasıyla sabit olduğu, davacı ... nin ceza dosyasında müdahil olmadığı gerekçesiyle bu davacı yönünden davanın reddine,diğer davacıların davasının kabulüne karar verilmiştir.Borçlar Yasası'nın 60/2 maddesi gereğince zarara yol açan eylemin aynı zamanda suç sayılan bir eylemden doğmuş olması durumunda olayda uygulanacak zamanaşımı süresi, o suçun bağlı olduğu (uzamış) ceza zamanaşımı s??residir.Davalıya isnat edilen eylem olay tarihinde yürürlükte bulunan 765 TCK' nın 504. maddesi kapsamında olup , ceza davası zamanaşımı süresi ise 765 TCK' nın 102/4. maddesi uyarınca beş yıldır. Davaya konu dolandırıcılık suçu nedeniyle davalı ve dava dışı kişiler hakkında açılan kamu davası sonucunda davalının eylemi sabit görülerek cezalandırılmasına karar verilmiş, temyiz incelemesi sırasında Yargıtay ilgili dairesince 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren Yeni Türk Ceza Kanunu yönünden değerlendirilmesi için kararın bozulması üzerine yeniden yapılan yargılama sırasında gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 27/04/2006 tarihinde davanın düşürülmesine karar verilmiştir. Davacılar ... ve ... ceza davasına müdahil olmuşlar fakat şahsi hak talep etmemişlerdir. Zamanaşımını kesen sebepler Borçlar Kanunu’nun 133. maddesinde açıklanmıştır. Bunlar arasında “ceza davasına şahsi hak istemeksizin müdahale edilmesi” yoktur. Şu durumda davacıların ceza davasına şahsi hak talep etmeden sadece müdahil olmaları davacılar yönünden zamanaşımı süresinin kesilmesine neden olmaz.Somut olayda haksız eylem 1998 ve 1999 yıllarında gerçekleşmiş, eldeki dava ise 02/05/2006 tarihinde açılmıştır. Dava açıldığı tarihte ceza davası da devam etmediğinden uzamış (ceza) zamanaşımı süresinin olay tarihinden hesaplanması gereği de göz önüne alındığında beş yıllık zamanaşımı süresi dolmuştur. Şu durumda zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenmiş olması doğru görülmemiş ve bu yön bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.