Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6915 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7614 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 17/09/2014 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 04/03/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili Avukat ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur.Dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davalı adına dava dilekçesinin tebliğine ilişkin tebliğ evrakında, davalının hanede bulunmadığı gerekçesiyle tebliğ evrakının mahalle muhtarına teslim edildiği ve haber kağıdının kapıya yapıştırıldığı, davalının adreste bulunmama sebebine ilişkin bir araştırma yapılmadığı gibi tebliğ yapılan adresin davacının adres kayıt sisteminde kayıtlı adresi olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Davalıya yapılan dava dilekçesi tebliği usulüne uygun değildir. Bu nedenle, davalı duruşmalara katılamamış ve cevap dilekçesi ibraz edememiştir. Temyiz dilekçesinde, tarafına yapıldığı belirtilen tebligatlardan haberdar olmadığını ve tebliğ yapılan adresin kendisi ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını savunmuştur.Hukuk Muhakemeleri Kanunu 27. maddesi “Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.” hükmünü düzenlemektedir.Şu durumda, dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilememesi nedeniyle davalının savunma hakkı kısıtlanmış olduğundan, davalı adına usulüne uygun tebligat yapılarak taraf teşkili sağlandıktan ve davalıya savunmasını sunabilmesi delillerini bildirmesi için süre tanınmasından sonra karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.