Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 690 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4420 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : İstanbul 10. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 04/10/2012NUMARASI : 2010/22-2012/489Davacılar C.. Ö.. vd. vekili Avukat A.. Ö.. tarafından, davalı O.. S.. aleyhine 11/01/2010 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 04/10/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar ve davalı vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davalının diğer temyiz itirazına gelince; Dava, haksız eylem sonucu kişilik haklarının saldırıya uğraması nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararların ödetilmesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm; davacılar ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar; davalının katıldığı iki ayrı televizyon programında kişilik haklarına saldırı teşkil eden hakaret içerikli açıklamalarda bulunduğunu, eleştiri sınırlarının aşıldığını öne sürerek, uğradıkları maddi ve manevi zararların ödetilmesini istemişlerdir. Davalı, beyanlarının hakaret içerikli olmadığını belirterek usul ve yasaya aykırı olan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının beyanlarının davacıların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği benimsenerek, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne; ispat edilemediğinden maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Dosya incelendiğinde; müellifi davalı olan birçok kitabın davacıların sahibi olduğu yayınevi tarafından basılıp yayınlandığı ve uzun bir süre taraflar arasındaki bu akdi ilişkinin devam ettiği, ancak davacılar tarafından yayınlanan davalıya ait kimi kitaplarda başka kitaplara ait bandrollerin kullanılması kimi kitapların ise bandrolsüz olarak piyasaya sürülmesinden dolayı taraflar arasında anlaşmazlık çıktığı, bundan dolayı davalının sözleşmeyi feshederek başka yayınevi ile anlaşmaya vardığı, ayrıca davacılardan C.. Ö.. hakkında şikayetçi olduğu, “usulsüz bandrol kullanımından” dolayı bu davacı hakkında kamu davası açıldığı, ayrıca taraflar arasında hukuk mahkemesinde görülen tazminat davalarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu yaşanan süreçten sonra davalı katıldığı iki ayrı televizyon programında davacılara yönelik “sahte bandrol” kullanıldığından bahisle bir kısım ifadelerde bulunmuştur. Davalının kullandığı bu ifadeler, davacılar ile yaşadığı bir takım sorunları dile getirmek amacına yöneliktir. Davacı C.. Ö.. hakkında “usulsüz bandrol kullanımından” dolayı kamu davası açılmış olması da nazara alındığında bu ifadelerin eleştiri sınırları içerisinde kaldığının kabul edilmesi gerekir. Kullanılan ifade şekli de anlatılmak istenen konunun özelliklerine uygun olup, açıklamalarda doğrudan davacıların kişiliğine yöneltilmiş aşağılayıcı ve abartılı bir söz bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla özle-biçim arasındaki denge bozulmamıştır.Şu halde, mahkemece, dosya kapsamına göre istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle manevi tazminat istemin kısmen de olsa kabul edilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenle BOZULMASINA; davalının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine, bozma nedenine göre davacıların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.