Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6887 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6594 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 30/09/2005 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kabulüne dair verilen 04/11/2014 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili, duruşmasız olarak incelenmesi ise davalı ... tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 24/05/2016 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı adına gelen olmadı. Karşı taraftan davacı vekili Avukat ... geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalılar ... ve ...'in aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddolunmalıdır.2-Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince: Dava, haksız fiil nedeni ile uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.Yerel mahkeme kararının başlığında, davalı ...'ın vekili Av. .. ismi yazılmamış ise de; dosyanın incelenmesinden, davalı vekilinin vefat etmiş olduğunun gerekçeli kararın tebliği aşamasında öğrenilmiş olduğu anlaşıldığından ve bu maddi hatanın mahallinde her zaman düzeltilebilecek nitelikte bir hata olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 47. (6098 sayılı TBK’nın 56.) maddesi gereğince hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Somut olayda; özellikle olay tarihi, olayın meydana geliş biçimi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, davacının yaralanmasının derecesi ve yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde mahkemece davacı yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... yararına BOZULMASINA, davalıların diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve temyiz eden davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.