Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6886 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6557 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat... tarafından, davalı ... aleyhine 29/06/2011 gününde verilen dilekçe ve 14/11/2014 gününde verilen birleşen dava dilekçesi ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davanın ve birleşen davanın reddine dair verilen 05/03/2015 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 24/05/2016 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi, karşı taraftan davalı adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.1-Davacının asıl davaya yönelik temyiz itirazları yönünden;Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının asıl davaya yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davacının birleşen davaya yönelik temyiz itirazları yönünden;Birleşen dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, birleşen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, birleşen dava dilekçesi ile, taraflar arasında görülmekte olan Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/44726 soruşturma sayılı dosyasında davalının 03/09/2010 tarihli ifadesinde davacı hakkında "Bu bayan çevrede temizlik yapmak maksadı ile giderek piyasada fuhuş yapmaktadır." şeklindeki ifadesi ile davacıya hakaret ettiğini, aynı şekilde Adana 4. Aile Mahkemesinin 2011/725 esas no'lu dosyasına vekili aracılığıyla verdiği dilekçe ile de “... davacı bayanla ücret karşılığı cinsel ilişkiye giren tanıklarımız vardır bunları dinleteceğiz... ” şeklindeki sözlerle hakaret ve iftirada bulunduğunu, bu nedenle kişilik haklarının saldırıya uğradığını belirtilerek uğradığı manevi zararın ödetilmesini istemiş; davalı, davanın reddini savunmuş, Mahkemece, davacı tarafından davalı aleyhine cinsel saldırı, tehdit ve hakaret suçlamasıyla yapılan soruşturmada soyut iddia dışında delil elde edilemediğinden kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, böylelikle davacının manevi olarak yıprandığı hususunu gösterdiği delillerle ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamından, davacının birleşen dava dilekçesi ile, davalının belirtilen ifade ve dilekçesinde hakkındaki beyanları nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğradığını iddia ettiği, ancak mahkemece davacının bu iddiaları ile ilgili herhangi bir inceleme yapılmadığı, kararın gerekçesinde de bu hususlardan söz edilmediği anlaşılmaktadır.Mahkemece, davacı tarafın bu iddiaları ile ilgili de inceleme ve değerlendirme yapılarak, oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen dava yönünden BOZULMASINA, davacının asıl davaya yönelik diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve davacı yararına takdir olunan 1.350,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.