Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6818 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13329 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Gazipaşa Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 22/01/2013NUMARASI : 2007/306-2013/22Davacı T.. O.. vekili Avukat S.O.tarafından, davalılar B.. A.. vdl aleyhine 01/06/2007 gününde verilen dilekçe ile idari yargı kararlarının uygulanmaması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/01/2013 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı B.. A.. vekili, duruşmasız olarak incelenmesi de davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 29/04/2014 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davalı B.. A.. vekili Avukat A. A.ile duruşmasız olarak temyiz eden davacı vekili Avukat S. O. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalılardan B.. A..'un aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalı B.. A..'un öteki temyiz itirazlarına gelince; a-Dava, idari yargı kararlarının uygulanmaması nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm; davacı ve davalılardan B.. A.. tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, Gazipaşa İlçesi toptancı halinde bulunan 49 parsel sayılı hal dükkanının encümen kararı ile tahsisinin iptal edilerek başka bir şahsa tahsis yapıldığını, yapılan işlemin hukuka aykırı olması nedeniyle Antalya 1. İdare Mahkemesinin 1997/647 esas, 1999/821 sayılı kararı ile iptal edildiğini, Belediye Başkanlığına yapılan ihtara rağmen mahkeme kararının yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazminine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Belediye Başkanı olan B.. A..'un, yetki ve görev itibariyle idare mahkemesi kararını uygulama imkanına sahip iken gereğini yerine getirmemesi nedeniyle şahsen sorumlu olduğunu, B.. A..'un 2004 yılından sonra görevde olmaması nedeniyle oluşan zararlardan sorumlu olmayacağı kabul edilerek hakkındaki davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun (hak ve nasfetle) karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Davaya konu edilen olayda; olay tarihi, olayların gelişimi ve yukarıdaki ilkeler dikkate alındığında davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.b-Davacı bu süreçte hal dükkanında çalışamamış ise de; başka bir işte çalışıp gelir elde edeceği varsayıldığında BK 43. maddesi gereğince takdir edilecek uygun bir miktarın maddi tazminat miktarından indirilmesi gerekir. Bu maddi olgular gözetilmeksizin maddi tazminat miktarından indirim yapılmamış olması doğru bulunmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda (2/a,b) bentlerinde gösterilen nedenlerle davalı B.. A.. yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalı B.. A..'un diğer temyiz itirazlarının (1) no'lu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davalı B.. A.. yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 29/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.