Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6748 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12046 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İstanbul 6. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 30/04/2013NUMARASI : 2007/219-2013/159Davacı M.. Ö.. vekili Avukat S.T. tarafından, davalılar B.Gazeteciler Yayıncılık A.Ş. vd. aleyhine 13/07/2007 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 30/04/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı B. Gazeteciler Yayıncılık A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalılardan B. Gazeteciler Yayıncılık A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili, 09/05/2007 tarihli V.Gazetesinde ''canavar dadıya 1 yıl hapis'' başlığıyla haber yapıldığını, davacıya kimsenin canavar dadı sıfatını öngörmediğini, davacı hakkındaki ceza davasının devam ettiğini ve bir yıllık hapis cezası almadığını, hiçbir suçu yokken müvekkilinin canavar dadı olarak nitelendirildiğini, bu nedenlerle davalıların yayınladığı gazetede, davacının kişilik haklarına ağır derecede saldırı olduğunu belirterek, manevi tazminat talebinde bulunmuştur.Davalılar vekili ise, mahkemenin yetkisinin bulunmadığını, davalı A.. O..'a husumet tevcih edilemeyeceğini, davaya konu yapılan haber/yazının, gerekli ve yeterli inceleme yapılarak kaleme alındığını, somut verilere dayandığını, kişilik haklarının ihlal edilip edilmediğinin, yayın içinde tek tek kelimelere bakılarak değil, yayının bütününe göre değerlendirilmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; davalı B. Gazeteciler Yayıncılık A.Ş. hakkındaki manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş; davalı A.. O.. hakkındaki dava atiye bırakıldığından davalı A.. O.. yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu'nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.Davalı şirkete ait V. Gazetesinin 09/05/2007 günlü sayısının 1. sayfasında “canavar dadıya 1 yıl hapis” başlığının kullanıldığı, haberin devamına 4. sayfada yer verildiği ve ''Bebeğe sakinleştirici hap veren bakıcıya 1 yıl hapis'' başlığı kullanıldıktan sonra haberin içeriğinde, dadılık yapan davacının baktığı bebeğe sakinleştirici ilaç verdiği iddiasına ve bu nedenle hakkında açılan ceza davasına yer verildiği anlaşılmaktadır.Dosya içeriğinden, davacı hakkında bakıcılığını yaptığı çocuğun sakinleşmesini sağlamak amacıyla ailesinden habersiz çoçuğa ilaç içirdiği iddiasıyla ''kötü muamele'' suçundan İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi'ne 04/05/2007 tarihli iddianame ile dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda davalı hakkında mahkumiyetine yeterli, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından 17/02/2009 tarihinde beraatine karar verildiği anlaşılmaktadır.Davaya konu söz konusu haberin davacı hakkında düzenlenen iddianameden sonra yapıldığı ve iddianame içeriğinde yer alan olaylara ilişkin olduğu, habere konu olayın güncel ve kamuoyunun ilgisini çekecek nitelikte olduğu, olayın veriliş anındaki görünür gerçeğe uygun olduğu, aşırılığa gitmeyen, hatalı-eksik bilgi ve değerlendirmelerin tek başına sorumluluk nedeni olamayacağı, olayların kamuoyuna duyurulmasında kamu yararının bulunduğu, özle biçim arasındaki dengenin bozulmadığı, davaya konu olayın özelliği de nazara alındığında, haber başlığının toplumun ilgisini çekmek için çarpıcı nitelikte verilebileceği bu kapsamda yayının basın özgürlüğü kapsamında kaleme alındığı, davalı yararına hukuka uygunluk nedeninin gerçekleştiği ve davacının kişilik haklarına saldırı bulunmadığı anlaşılmaktadır.Şu durumda, istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçe ile davalılardan B. Gazeteciler Yayıncılık A.Ş.'nin manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle davalılardan Bağımsız Gazeteciler Yayıncılık A.Ş. yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre davalılardan B. Gazeteciler Yayıncılık A.Ş.'nin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.