Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6742 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 16611 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vd. vekili Avukat ... tarafından, davalı ....aleyhine 28/02/2000 gününde verilen dilekçe ile yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 30/09/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, yayın yoluyla kişilik hakkına saldırı nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece dava kısmen kabul edilmiş, kararı davalılar temyiz etmişlerdir.Davacılar, davalı ... tarafından 10/03/1999 tarihli.... yayınlanan "Burası .... Abicim !..." başlıklı yayınla gerçeğe aykırı olarak kişilik haklarına saldırıldığı, eski ....olan davacı ... ve kardeşi olan diğer davacı .... davranışlarının eleştirildiğini, devam eden ceza davasını bitmiş gibi gösterdiğini, davacıların haksız kazanç sağlayan, şebeke gibi hareket eden, piyasadan para toplayıp avanta alan, malı götüren kimseler gibi sunulduğunu belirterek manevi tazminat istemişlerdir.Yerel mahkeme, davalılardan .... dava konusu yayındaki eylemleri nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı, evrakta sahtecilik suçundan sanık konumunda bulunduğu, daha sonra ölümü nedeniyle kamu davası düşürülmüş ise de yayının gerçek olduğunu belirterek bu davacının davasını reddetmiştir. Davacı ...'ın davası ise, kardeşi ....nın yargılandığı ceza davasında sanık olmaması, eylemlerle ilgisinin kurulamaması, ...'ın bulunduğu konum itibariyle suça konu eylemlerde kendisine güvenilerek bu eylemler yapılıyormuş izlenimi yaratıldığından yayında gerçeklik unsurunun bulunmadığı gerekçesiyle kısmen kabul edilmiştir.Dava konusu yayında, başka bir gazetecinin haberine yer verilerek eski .... Bakanı, halen milletvekili olan ...'ın kardeşi ...n hakkında sahte belgelerle ...li belediyelerde çalışıyor gibi gösterilen kişilerin ...kadrolarına geçişinin sağlandığı, bu nedenle bir takım kimselerin hapiste bulunduğu, davacı... hakkında gıyabi tutuklama kararı çıktığı, bu eylemleri gerçekleştiren şebekenin bu eylemleri nedeniyle vatandaştan para topladığı, sırtını ...Bakanı ...'a dayayarak vatandaşı kandırdığı hususlarına yer verilmiştir. Dosyadaki belgelerdenyayında konu edildiği biçimde ...li belediye başkanları ve aralarında davacı...'nın da bulunduğu parti yöneticilerinin sahte belgelerle belediyelerde çalışmayan kişileri buralarda çalışıyor gibi gösterdiği, sonrasında çoğunlukla ...Bakanlığı olmak üzere kamu kurumlarına geçişlerini sağladıkları ve bu nedenle yargılanarak mahkum oldukları anlaşılmaktadır. Her ne kadar, davacı ... ceza davasında sanık değilse ve de sanıklarla ilgisi bulunduğuna dair kesin delillere ulaşılamamışsa da, sanıklardan...'nın ...Bakanı olan davacı ...'in kardeşi olması, sahte evraklarla en çok eleman yerleştirilen kurumların başında ...Bakanlığı'nın yer alması, sanıkların suç tarihleri ile davacı ...'in bakan olarak görev yaptığı dönemlerin uyuşması nedeniyle yayının görünürdeki gerçeğe uygun olduğu anlaşılmaktadır. Basından beklenen gerçeklik, kesin ve somut bir gerçeklikten ziyade, olayların beliriş biçimi itibariyle görünürdeki gerçeklik olduğu nazara alınarak davanın tümden reddi gerekirken yanlış değerlendirme ile davanın kısmen kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 11/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.