Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6711 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11036 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Kocaeli 4. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 11/04/2013NUMARASI : 2012/783-2013/278Davacı İ.. B.. vekili Avukat H. Ç. tarafından, davalı T.. F.. aleyhine 23/10/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11/04/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazları yönünden;Dava, haksız fiil nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, Belsa plaza kat malikleri kurulu toplantısında davalının “sen bana şerefsiz diyemezsin, asıl şerefsiz sensin” demek suretiyle hakaret ettiğini, kişilik haklarının zarar gördüğünü belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davacının basın açıklamasındaki “belsa esnafı basiretsiz ve kalitesiz, esnaflık yapmayı bilmiyorlar” şeklindeki açıklaması nedeniyle tepki olarak bu sözü söylediğini, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, sözlerin kişilik haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Davaya konu olayda; davacının yerel Demokrat Kocaeli gazetesinde yayınlanan “... belsa esnafı basiretsiz ve kalitesiz, esnaflık yapmayı bilmiyorlar...” şeklindeki beyanları, olay tarihi ve davalının beyanlarının niteliği birlikte değerlendirildiğinde davalı aleyhine hükmedilen manevi tazminat miktarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın BOZULMASI gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) no'lu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.