Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 663 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 14581 - Esas Yıl 2008





Davacı Feride Arslan tarafından, davalı Fehmi Arslan ve Münise Arslan aleyhine 8/9/2006 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/4/2008 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından süresi içinde kanun yararına temyiz istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.Dava, müessir fiil sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın miktar itibariyle kesin olmak üzere kısmen kabulüne karar verilmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 4/12/2008 gün ve 2008/245099 sayılı yazılarıyla kararın HUMK'nun 427/6. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir.Davacı, davalıların saldırıları sonucu yaralandığını, halen tedavisinin devam ettiğini iddia ederek maddi ve manevî tazminatın tahsilini istemiştir.Bursa 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 13/7/2006 gün ve 2006/65 esas, 2006/805 karar sayılı kararı ile davalılar etkili eylem suçundan dolayı cezalandırılmışlardır. Ceza yargılaması sonucu davacı yararına 250.00 YTL manevi tazminatın sanıklardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Adı geçen sanıklar iş bu davada davalıdırlar. Aynı olay nedeniyle manevi tazminata karar verilmiş ve söz konusu ceza kararı kesinleşmiştir. Davacı aynı olaya dayanarak dava açmıştır. 12/7/2002 tarihli raporda, davacının 5 gün mutat iştigaline engel olacak şekilde yaralandığı açıklanmış, 21/3/2006 tarihli Adli Tıp Raporunda ise yaralanmanın basit bir tıbbi müdahale ile giderilecek nitelikte olduğu ifade edilmiştir. Davacının sağlığında olumsuz bir gelişme söz konusu değildir.Mahkemece, ceza mahkemesince kabul edilen manevi tazminat miktarı ve tazminata faiz işletilmemiş olması nedeniyle manevi tazminatın bölünmezliği ilkesinden bahisle manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinin adalet duygusu ve hakkaniyetle bağdaşmayacağı gerekçeleriyle 300.00 YTL manevi tazminatın olay tarihinden faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmiştir.Cismani zararda, manevi tazminat Borçlar Kanunu'nun 47. maddesinde düzenlenmiştir. Hukuka aykırı bir eylem nedeniyle çekilen ruhsal elem ve üzüntüler o tarihte duyulan ve duyulması gereken bir haldir. Manevi tazminat istemi yapısı gereği bölünmez kalan kısmı saklı tutulamaz. Somut olayda, davacı manevi zararını ceza yargılaması sırasında talep etmiş ve kısmen kabulle sonuçlanan karar kesinleşmiştir.Şu halde, mahkemece davacının manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken manevi tazminatın niteliğine ve dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile istemin bir kısmının hüküm altına alınması usul ve yasaya aykırı olduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz istemi bu nedenle yerinde görülmüştür.SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının HUMK'nun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan nedenlerden dolayı kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine 19/1/2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.