Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6595 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8663 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vd. vekili Avukat ... tarafından, davalı ....vdl. aleyhine 08/11/2010 gününde verilen dilekçe ile muvazaalı tasarruf ve takibin iptali istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kabulüne dair verilen 28/12/2011 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı...vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 09/04/2013 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı şirket vekili Avukat .... ile karşı taraftan davacılar vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı ....'nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davalı......'nin diğer temyiz itirazına gelince:Dava, davalılar arasındaki muvazaalı ipotek ile muvazaalı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takibin iptali davasıdır. Yerel mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş; karar, davalı ..... tarafından temyiz edilmiştir.Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları zarara uğratılanlar, tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Çünkü, danışıklı olan bir hukuki işlem haksız eylem niteliğindedir. Ancak muvazaalı muamele (danışıklı işlem) ile hakkın zarar gördüğünün benimsenebilmesi için danışıklı işlemde bulunandan bir alacağın var olması ve bu alacağın ödenmesini önlemek amacıyla danışıklı işlemin yapılması gerekir.Somut olayda; davacıların desteğini 9/6/2005 tarihinde öldüren davalı ...'in, olaydan 21 gün sonra tutuklu bulunduğu sırada dava dışı eşine verdiği 30/6/2005 tarihli vekaletname ile diğer davalı oğlu ...'in borcu nedeniyle davalı .... lehine 81 ada 8 parsel sayılı taşınmazda 1/7/2005 tarihli 80.000 TL bedelli ipotek tesis ettiği anlaşılmaktadır. Dosyamız davacıları tarafından desteğin ölümü nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle 28/7/2005, 1/8/2005 tarihlerinde tazminat davaları açıldığı ve hüküm altına alınan bir kısım tazminatların yargısal denetimden geçerek 21/12/2010 tarihinde kesinleştiği, diğer yandan davalı.... tarafından 2006/675 esas sayılı icra dosyasında 2/8/2006 takip tarihli ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı anlaşılmaktadır. Davacıların bu davadaki amacı muaccel alacağını tahsil edebilmek için hukuki muamelenin kendisi yönünden geçersizliğini sağlamaktır. Davacıların bu hakkı, ayni değil kişisel bir hak olması itibariyle kişisel bir sonuç doğurur. Davacıların iddiasının kanıtlanması durumunda iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı alacağın tahsilini sağlamaya yönelik bulunduğu da gözetilerek, taşınmazın ayni ile ilgili bulunan tapunun iptaline değil (olayda kıyasen uygulanması gereken İ.İ.K.'nun 283/1. maddesi uyarınca) iptal ve tescil olmaksızın başka bir olgu veya kararla alacağı kesinleşen davacıların bu hakkından dolayı taşınmazın haciz ve satışına karar verilebilecektir. Bu davanın amacıda budur. Şu halde mahkemece taraflar arasındaki tazminat davalarında ortaya çıkan ve çıkacak alacak tutarına göre alacağın tahsiline imkan verecek ölçüde haciz ve satış imkanı sağlanmasına yönelik hüküm kurulmalıdır. Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK'nun 438. maddesi uyarınca karar düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın (2) sayılı bentte gösterilen nedenle hükmün 1. bendinin silinerek yerine "...Davanın kabulü ile, davalılar arasındaki davaya konu 81 ada 8 parsel taşınmaz üzerine konulan ipotek ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan 2006/675 esas sayılı icra takibinin muvazaalı tasarruf niteliğinde olduğunun tespitine, davalılar arasındaki muvazaalı tasarruf işlemi nedeniyle, 81 ada 8 parsel taşınmaz üzerinde davacıların alacaklarına tahsil imkanı verecek şekilde ipoteksiz haciz ve satış imkanı tanınmasına ve anılan icra takibinin davacılar yönünden geçersiz sayılmasına..." sözcük dizisinin yazılmasına, davalı ...'nin diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddi ile kararın düzeltilmiş bu biçimi ile ONANMASINA ve davalı şirket yararına takdir olunan 990,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacılara yükletilmesine ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.