Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6584 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 10109 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 24/02/2006 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası nedeni ile yaralanmadan dolayı maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29/02/2012 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 09/04/2013 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ..... geldi, karşı taraftan davalı adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, trafik kazası nedeniyle yaralanmadan dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar davacı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, davalı sürücünün kusuru ile meydana gelen trafik kazasında yaralandığını ve sakat kaldığını iddia ederek uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalın??n asli kusuru ile meydana gelen kazada davacının %19 oranında malul kaldığına yönelik bilirkişi raporları benimsenerek, maddi tazminat isteminin ıslah ile arttırılan bölümü yönünden davanın zamanaşımına uğramış bulunması nedeni ile reddine, dava dilekçesi ile istenen maddi tazminat tutarı ile manevi tazminat isteminin bir bölümünün ödetilmesine karar verilmiştir. Davacı, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini istemişlerdir. Yargılamanın devamı sırasında düzenlenen bilirkişi raporunda zararın daha fazla olduğunun belirlenmesi üzerine 08.02.2012 günlü ıslah dilekçesi ile dava dilekçesindeki talep sonucunu artırarak bilirkişi raporunda belirlenen miktara yükseltmiştir. Davacının ıslah dilekçesiyle ileri sürdüğü istem, yeni bir dava niteliğinde olmayıp dava dilekçesindeki istek sonucunun artırılması biçimindedir. Bu nedenle sadece dava dilekçesine karşı ileri sürülebilecek olan zamanaşımı defi ıslaha karşı ileri sürülemez. Islah, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 176. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup anılan Kanunun 177/1 maddesinde ıslahın, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği açıkça düzenlenmiştir. Şu durumda, ıslaha karşı zamanaşımı definde bulunulamaz. Açıklanan yasal düzenleme karşısında; yerel mahkemece, ıslah ile artırılan bölümün zamanaşımı nedeniyle reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve davacı yararına takdir olunan 990.00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine, temyiz eden davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.