MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğerleri aleyhine 30/12/2008 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası nedeni ile yaralanmadan dolayı maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 06/03/2012 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 09/04/2013 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi, karşı taraftan davalılar adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.Dava, trafik kazası nedeni ile yaralanmadan dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar davacı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, olay günü yanında bulunan arkadaşları ile birlikte yüzmeye gittikleri sırada arkadaşlarının hasımları tarafından yollarının kesildiğini kavga etmeye başladıklarını, kendisinin içinde bulundukları aracın arkasına saklandığını, bu sırada davalı ...’ın içinde bulunduğu kamyonu ile son sürat üzerine doğru gelerek öldürmek kastı ile kendisine çarptığını ancak tutanaklara sürücünün ... olarak yazıldığını, ağır yaralı olduğundan sürücünün değiştirilmesine müdahale edemediğini bildirerek uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalılar, olayın bir trafik kazası olduğunu, davalının arkasında bulunduğu aracın yolun ortasına çapraz şekilde park edildiğini, bu sırada yüklü kamyon ile seyir halinde bulunan ...’ın aracını durduramayarak davacıya çarptığını, davanın diğer davalılar yönünden reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, olayın trafik kazası olduğu ve kazanın meydana gelişinde tarafların %50 oranda kusurlu bulunduklarına yönelik bilirkişi raporu benimsenerek istemin bir bölümü kabul edilmiştir. Borçlar Yasası'nın 53. maddesi gereğince ceza mahkemesinin beraat kararı, hukuk yargıcı yönünden bağlayıcı değilse de ceza mahkemesince belirlenecek maddi olgular hukuk yargıcı yönünden de bağlayıcıdır. Dosya arasındaki bilgi ve belgelere göre...Başsavcılığının 2007/6106 esas sayılı iddianamesi ile şüpheli ... hakkında taksirle yaralanmaya neden olmak suçundan kamu davası açıldığı anlaşılmaktadır. Ne var ki ceza yargılaması sona ermemiştir.Şu durumda ceza mahkemesi dosyasının sonucu beklenerek maddi olayın kesinleşmesinden sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve davacı yararına takdir olunan 990.00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine, temyiz eden davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.