Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6581 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 9398 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğeri aleyhine 09/11/2010 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın davalı ... yönünden kabulüne, ... yönünden reddine dair verilen 15/12/2011 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 09/04/2013 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi, karşı taraftan davalılar adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, istem bir kısım davalı yönünden kabul edilmiş; karar davacı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, davalı ...’ın diğer davalıdan olan alacağını tahsil için başlattığı icra takibinde kendisine İ.İ.K'nun 89. maddesine göre gönderilen haciz ihbarnamelerine takip memurunun kusuru nedeni ile itiraz edemediğini, ancak icra takip borçlusuna borcu olmadığını, bu nedenle genel hükümlere göre davaya bakılarak davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı ..., diğer davalı borçlu ile yaptığı görüşmelerde kendisine davacı belediyeden alacaklı olduğunu bildirmesi nedeni ile haciz ihbarnamesi gönderilmesini talep ettiğini, davacının itiraz etmediğini, davanın kendisi yönünden reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece üçüncü kişinin, İ.İ.K'nun 89. maddesindeki süreleri kaçırması durumunda kötüniyetli alacaklı aleyhinde menfi tespit davası açabileceği, borçluya karşı her zaman genel hükümlere göre borçlu olmadığının tespitini isteyebileceği, davacının davalı alacaklı ...’ın kötüniyetli olduğunu ispat edemediği kanaatine varılarak onun yönünden davanın reddine, diğer davalı yönünden ise davacı belediyeye ait defter kayıtlarından bu davalıya herhangi bir borcu bulunmadığı anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyaya temyiz incelemesi aşamasında ibraz edilen evrakların incelenmesinde, davacı tarafından dava konusu olan borç nedeni ile kendisine gönderilen haciz ihbarnamelerinin iptali için icra mahkemesinde dava açıldığı, davanın kabulüne karar verildiği, dosyanın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır. Şu durumda, temyiz aşamasında ibraz edilen icra mahkemesi kısa kararı ile davacıya gönderilen haciz ihbarnamelerinin iptal edilmesi nedeni ile eldeki davanın konusuz kalması söz konusu olabileceğinden anılan dava dosyasının kesinleşmesi beklenerek varılacak sonuca göre tüm deliller değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve davacı yararına takdir olunan 990.00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine, temyiz eden davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.