Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 650 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 444 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Şemdinli Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 19/07/2012NUMARASI : 2011/9-2012/187.Davacı R.. İ.. vekili Avukat D. A. tarafından, davalı İlçe Mal Müdürlüğü aleyhine 03/01/2011 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19/07/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ile davalı idare temsilcisi tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Davacı tarafın temyiz itirazları yönünden;Dava, haksız el koyma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflar vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı, kendisine ait küçükbaş hayvanlara kaçakçılık iddiası ile kolluk güçlerince el konulduğunu ve yapılan ceza yargılaması sonucunda üzerine atılı suçtan beraatine ve yedieminde bulunan hayvanların kendisine iadesine karar verildiğini, buna rağmen iadenin gerçekleşmediğini ileri sürerek, bu süreçte mahrum kalınan kazancın davalıdan tazminini talep etmiştir. Davalı ise yediemine teslim edilen hayvanların iade edilmemesinde kusuru bulunmadığını, yedieminin malları iade etmediğini ayrıca davanın zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, "...ceza dosyası Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmekle ilam niteliğini kazandığından, asıl alacak ve ona bağlı feri alacaklar karar tarihinden itibaren 10 yıl geçmekle zaman aşımına uğrar. Sanığın yargılandığı ceza davasının karar tarihi 09/05/2001 olup eldeki dava da 29/12/2010 tarihinde açıldığından alacağın henüz zamanaşımına uğramadığı anlaşılarak davanın esasına girilmiştir. Ancak davacı vekilinin ıslah talebi yönünden davalı temsilcisinin gerek 10/05/2012 gerekse 17/07/2012 havale tarihli dilekçelerinde zamanaşımı itirazı yinelendiğinden ıslah edilen alacak yönünden zamanaşımı itirazı yeniden değerlendirilmiş ve ıslah tarihinin 07/05/2012 olduğu ve bu tarih itibariyle ceza dosyasının karar tarihinden itibaren 10 yıl geçtiği anlaşılmakla tazminatın ıslah edilen kısmı yönünden zamanaşımına uğradığı ..." gerekçesiyle ıslah edilen kısım yönünden talebin reddine, dava dilekçesinde talep edilen miktar yönünden ise kabulüne karar verilmiştir.Yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 176. maddesinde "Taraflardan her biri yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Aynı davada, taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir" şeklinde yine aynı kanunun 177. maddesinde "Islah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir" biçiminde düzenleme getirilmiştir. Dava dilekçesinde belirtilen dava konusunun (müddeabihin) ıslah yoluyla artırılması ek dava niteliğinde olmayıp dava dilekçesinin kısmi ıslahı niteliğindedir. Islah kurumu yasada ayrıca düzenlenmiş olması ve kendine özgü kurallarının olması nedeniyle ek dava niteliğinde kabul edilemeyeceğinden asıl davaya karşı ileri sürülebilecek zamanaşımı defi, ıslah edilen kısma karşı ileri sürülemez. Davacı, süresi içinde tazminat davası açtığından ve sadece miktar yönünden davasını ıslah ettiğinden ıslah ile artırılan miktara ilişkin talebin süresinde olduğunun kabulü gerekir. Açıklamalar doğrultusunda; mahkemece ıslah ile artırılan maddi tazminat miktarı yönünden zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile red kararı verilmesi doğru bulunmamış, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.2- Davalı tarafın temyiz itirazları yönünden;Davaya konu olayda; davacıya ait 300 adet küçükbaş hayvana kaçak oldukları iddiası ile 13/07/2000 tarihinde kolluk güçlerince el konulmuş ve yediemin olarak dava dışı şahsa teslim edilmiştir. Ceza yargılaması kapsamında yapılan 20/07/2000 tarihli keşif sırasında beyanı alınan yediemin A.. Y..ar “...ben yedieminlik vazifemi yerine getiremiyorum, bu nedenle yedieminliğin üzerimden alınmasını talep ediyorum...” diyerek hayvanların sahibine iade edilmesini talep etmiş, duruşmadaki beyanında ise hayvanları keşif mahallinde bırakıp kendisinin evine döndüğünü beyan etmiştir. Bu durumda, mahkemece el konulan hayvanların fiilen davacıya teslim edilip edilmediği, teslim konusunda davacının müracaatının bulunup bulunmadığı hususlarının usulünce araştırılması gerekmektedir. Sözkonusu küçükbaş hayvanlar davacıya teslim edilmemiş ise, küçükbaş hayvanların el koyma tarihindeki değerleri belirlenerek davacının zararı hesaplanmalıdır. Ayrıca davacının denetim sırasında ve sonrasında el konulan hayvanlara ait menşeiy şehadetnamesini ibraz edememesi, beraat ve iade kararının 22/10/2002 tarihinde kesinleşmesine rağmen aradan uzunca bir zaman geçtikten sonra 03/01/2011 tarihinde eldeki bu davayı açması gibi davacı kusurları birlikte değerlendirildiğinde zararın artmasında müterafik (bölüşük) kusuru bulunduğu açıktır. Bu durumda, hükmedilecek tazminat miktarından BK. 42, 43 ve 44 maddeleri gereğince uygun miktarda indirim yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına, (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.