MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacı ... Bakanlığı'na izafeten ...Hazinesi vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 30/03/2009 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 01/06/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, 2330 sayılı Yasadan kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı idare, davalının hukuka aykırı eylemi sonucu, 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkındaki Yasa kapsamı içinde bulunan polis memuruna ödemede bulunduğunu belirterek, yaptığı ödemenin davalıdan rücuen ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, ceza mahkemesi kararına göre, kendisine tazminat ödenen polis memurunun yaralanmadığı, bu maddi olguyu tespit eden ceza mahkemesi kararının hukuk hakimini bağladığı, yaralanmanın olmadığı bir durumda yapılan ödemenin davalıdan istenemeyeceği kabul edilerek, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya incelendiğinde; davalının, kız arkadaşına rahatsızlık vermesinden dolayı yapılan ihbar üzerine olay yerine gelen polis memurlarına karşı koyduğu, elindeki maket bıçağı ile kendi kendine zarar vermek isteyince, dava dışı polis memuru Selçuk Baskak'ın şahsa müdahale ederek bıçağı elinden almak istediği, ancak davalının direnmesi üzerine dava dışı polis memurunun elinden yaralandığı, bu yaralanmadan dolayı dava dışı polis memuruna 5 gün iş ve gücünden geri kaldığına dair adli rapor verildiği, yaralanma eyleminin tanık anlatımları ve olay yeri tespit tutanağı içeriği ile de sabit olduğu anlaşılmaktadır. Dava dışı polis memuru .... tazminat ödenmesine esas teşkil eden ... 1.Çocuk Mahkemesi'nin 02/03/2010 gün ve 2005/1056 Esas, 2010/144 Karar sayılı ilamı incelendiğinde; davalı ...'nin, dava dışı polis memuruna karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla cebir kullandığından dolayı cezalandırıldığı, suçun, silâhtan sayılan bıçakla işlenmesinden dolayı cezanın artırıldığı, bu şekilde “görevli memura mukavemet” suçundan davalı hakkında TCK'nun 265/1-4. maddesi uyarınca mahkumiyet kararı verildiği, kararın temyiz edilmeden kesinleştiği görülmüştür. Ancak, dava dışı polis memurunun yaralanmasının, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmasından dolayı davalı hakkında ayrıca maddenin 5. fıkrası uygulanmamıştır. Zira, anılan fıkranın uygulanabilmesi için mağdur şahısta meydana gelen yaralanmanın, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçünün ötesinde nitelikli bir yaralanma olması gerekir. Hal böyle iken, yerel mahkemece, nitelikli bir yaralanma olmadığından dolayı uygulanmayan TCK'nun 265/5. maddesine yanlış anlam yüklenerek dava dışı polis memurunun hiç yaralanmadığının kabul edilmesi doğru olmamıştır. Şu durumda, mahkemece yapılacak iş, haksız eylem tarihindeki veriler esas alınarak davalının ödemekle yükümlü olduğu tazminat kapsamını belirleyip hüküm altına almaktır. Yukarıda açıklanan yasal mevzuat ve kendisine tazminat ödenen dava dışı polis memurunun yaralanmış olması gözetilmeden, karar yerinde yazılı bulunan gerekçe ile davanın reddi yönünde hüküm kurulması yasaya aykırı olduğundan kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA 08/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.