MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vd. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 08/06/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 06/03/2012 günlü kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne ve miktar itibariyle duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacılar tarafından temyiz edilmiştir Davacılar, 30/10/2008 tarihinde davalının doktor olarak görev yaptığı .... Hastanesine hasta getirdiklerini, davalının ise, hasta ile ilgilenmediği gibi kendilerine "Her göğsü ağrıyan hastayı buraya getiriyorsunuz" diye bağırdığını, davalıdan görevini yapmasını istemeleri üzerine saldırarak görevlerini yaparken kendilerini yaraladığını, ayrıca davacılardan ...'ya hakaret ettiğini belirterek manevi zararlarının tazminini talep etmişlerdir. Davalı olayın dava dilekçesinde belirtilen şekilde gerçekleşmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davalı tarafından işlendiği belirtilen eylemlerin açıklığa kavuşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy.K.13, ... 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır. Somut olayda;......Hastanesinde görev yapan ve kamu görevlisi sıfatı taşıyan davalının acil serviste görevli olduğu sırada ambulansla hasta getiren davacılar ile aralarında geçen tartışma neticesinde davacıları yaraladığı ve davacılardan ...'ya hakaret ettiği ileri sürülmektedir. Dava, davalının kamu görevinin icrası sırasında yaptığı eylemler nedeniyle açıldığına göre, Anayasa'nın 129/5 ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 13/1 maddesi uyarınca kamu görevlisi durumundaki davalıya husumet yöneltilemez. Kamu görevlisinin görevinin ifası sırasında zarar görenlerin, idari yargı yerinde ve idareye karşı dava açmaları gerekir. Şu durumda, davalıya husumet yöneltilemez. Davanın, pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekir. Uyuşmazlığın esasının çözümlenmesi yerinde görülmemiş ve bu yön bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 08/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.