Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6441 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5513 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı-karşı davalı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı-karşı davacı ... aleyhine 28/03/2014 gününde verilen dilekçe ve 02/05/2014 gününde verilen karşı dava dilekçesi ile manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 27/11/2014 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı-karşı davacı vekili, duruşmasız olarak incelenmesi de davacı-karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 10/05/2016 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine taraflardan kimsenin gelmediği görüldü, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.1- Davalı-karşı davacı ...'un asıl davaya yönelik temyiz itirazları yönünden;Asıl dava, kişilik haklarına saldırı nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin bir bölümü kabul edilmiş, karar taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.Davacı-karşı davalı, davalı-karşı davacının, kendisi ile evli olduğunu bildiği halde dava dışı eşi ile birlikte olduğunu, eyleminin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğunu iddia ederek, uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.Davalı-karşı davacı, davacı-karşı davalının eşi ile evliliği sona erdikten sonra birlikte olduğunu, iddialarını kabul etmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, toplanan delillere göre davalı- karşı davacının, davacı-karşı davalının eşi ile evli olduğunu bilerek birlikte olduğu hususu sabit görülerek davanın kısmen kabulü ile davacı eş yararına manevi tazminata hükmedilmiştir.TMK'nın 185. maddesine göre, “Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler birlikte yaşamak, birbirlerine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.” Aynı Kanun'un 174. maddesine göre de, “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.”Evlenmeyle eşler arasında kurulan aile birliğinin taraflara yüklediği ödevlerin ihlali veya yerine getirilmemesi durumunda bu yükümlülüğü yerine getirmeyen eş yönünden Türk Medeni Kanunu'ndaki sonuçları, boşanma ve boşanma sebebi olması durumunda, bu olaylar yüzünden kişilik haklarının saldırıya uğraması halinde manevi tazminat talep edilebileceğidir.TBK'nın 49. (BK. 41) maddesine göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Yine TBK'nın 58. (BK. 49) maddesinde "Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir." Haksız fiile dayalı bir borcun doğabilmesi için, hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, fiili işleyenin kusuru olmalı, sonuçta bir zarar doğmalı, zarar ile işlenen fiil arasında da uygun nedensellik bağı bulunması gerekir.Somut olaya gelince, davalının ve dava dışı eşin davacıya yönelik ve bütün olarak aldatma mahiyetindeki davranışlarının manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğinin tartışılması gereklidir.Yukarıda incelenen yasa maddeleri uyarınca, davacının dava dışı eşinin TMK'nın evlenmeyle eşe yüklediği ödevler arasında bulunan sadakat yükümlülüğünü ihlalinin Kanun'un 185. ve 174. maddeleri uyarınca boşanma sebebi ve istek halinde manevi tazminatı gerektirir nitelikte olduğu kuşkusuzdur. TMK'daki düzenleme, dava dışı eşin evlenme ile kurulan aile birliğinin tarafı olması sıfatından kaynaklanmaktadır. Zira dava dışı eş kendi iradesi ile bu birliğin tarafı olmayı kabul etmiş ve yasanın kendisine tanıdığı hak ve yükümlülükler altına girmiştir.Davalının eyleminin manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğine gelince; davalının doğrudan davacının bedensel veya ruhsal bütünlüğüne yönelik hukuka aykırı bir fiilde bulunduğundan söz edilemez. Söz konusu Kanun'da yükümlülüğünü ihlal eden eşin eylemini birlikte gerçekleştirdiği kişiler yönünden herhangi bir düzenleme getirilmemiştir.6098 sayılı TBK'nın müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümlerinin de uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Zira, anılan Kanun'un 61. maddesinde haksız fiil nedeniyle müteselsilen sorumluluğuna gidilebilecekler gösterilmiştir. Yukarıda açıklanan yasal duruma göre, davalı zararın meydana gelmesinden asli olarak sorumlu tutulamaz. Yine yasa hükmünün aradığı anlamda iştirak hali de söz konusu olamaz. Zira iştiraken işlenebilir bir eylemin varlığının kabul edilebilmesi için, eylemin müstakilen ve asli olarak da işlenebilir olması gerekir. Ayrıca haksız fiil sorumluluğunu, geniş ve belirsiz bir kavram olan sadakat yükümlülüğünü ihlal etmeye iştirak çerçevesinde değerlendirmek, bu sorumluluğu belirsiz hale getirecektir.Açıklanan nedenlerle, TBK'nın 58. (BK.49) maddesine göre, davalı-karşı davacının eylemi, davacı-karşı davalının kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak kabul edilemez. Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacı-karşı davalının manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.2- Davalı-karşı davacı ...'un karşı davaya yönelik temyiz itirazları yönünden;a) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı-karşı davacı ...'un karşı davaya yönelik aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.b) Davalı-karşı davacı ...'un karşı davaya yönelik diğer temyiz itirazlarına gelince;Karşı dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, karşı davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.Davalı-karşı davacı ... karşı dava dilekçesi ile, davacı tarafından yasa dışı yollarla ele geçirilen mesaj kayıtlarının, fotoğrafların ve mektubun davaya delil olarak sunulması, ayrıca fotoğraflar ile gazetelerde kendisi hakkında aldatan kadın olarak haber yapılmasını sağlaması nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğradığını, özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğini belirtilerek uğradığı manevi zararın ödetilmesini istemiştir.Davacı-karşı davalı, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, karşı davacının kendi eylem ve kusuru ile sebebiyet verdiği maddi bir vakadan kendi lehine yarar sağlamaya çalışmasında hukuken korunan bir yararının bulunmadığı, aksinin kabulünün hayatın olağan akışına aykırı olacağı gerekçesiyle karşı davanın reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamından; davalı-karşı davacı ...'un karşı dava dilekçesinde, davacı- karşı davalının yasa dışı yollarla kendisine ait el yazması mektubu elde ettiğini, internet üzerinden casus programı “ .. ” kullanarak elde ettiği cep telefonu mesajlarını kayda aldığını, bu kayıtların tarih ve içeriklerini değiştirerek mahkemeye delil olarak sunduğunu, kocası ile evlendikten sonra çekilen fotoğrafı mahkemeye sunduğunu, hakkında gazetelerde aldatan kadın olarak haber yapılmasını sağladığını, özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğini ve kişilik haklarının saldırıya uğradığını iddia ettiği, ancak mahkemece davalı-karşı davacının internet üzerinden casus programı “mpsy” kullanılarak cep telefonu mesajlarının kayda alınması, özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi iddiaları ile ilgili herhangi bir inceleme yapılmadığı, kararın gerekçesinde de bu hususlardan söz edilmediği anlaşılmaktadır.Mahkemece, davacı tarafın bu iddiaları ile ilgili de inceleme ve değerlendirme yapılarak, oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (1) ve (2/b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı ... lehine BOZULMASINA, davalı-karşı davacı ...'un karşı davaya yönelik diğer temyiz itirazlarının (2/a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle reddine, bozma nedenine göre, davacı-karşı davalının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davalı-karşı davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.