Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6335 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9738 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiDavacı-karşı davalı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı-karşı davacı ... aleyhine 20/05/2013, karşı dava 07/06/2013 gününde verilen dilekçeler ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 22/04/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı-karşı davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2- Davalı-karşı davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, resmi nikah yapılmadan gerçekleşen evlilik sonrası ayrılık nedeniyle nikahsız eşe karşı açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiş; karar, davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz olunmuştur. Davacı-karşı davalı, davalı-karşı davacı ile gayri resmi olarak evlendiklerini davalının resmi nikah yapmak istemediğini taleplerinin boşa çıkarıldığını, evden kovulduğunu ziynet eşyalarını ve ev eşyalarını alamadığını kendisine düğünde hediye edilen ineğin de davalı tarafta kaldığını iddia ederek, uğradığı zararın davalıdan tazminini talep etmiştir.Davalı-karşı davacı, davacının tamamen kusurlu olduğunu, bu nedenle herhangi bir tazminat hakkının olmadığını beyanla davanın reddini savunmuş ayrıca karşı dava yoluyla ev eşyalarını davacının kendisinden habersiz olarak götürdüğü gerekçesiyle tazminat isteminde bulunmuştur.Yerel mahkemece, davacının manevi tazminat talebi yönünden, düğünden sonra dava tarihine kadar yaklaşık 2,5 yıla yakın süre geçmiş olmasına rağmen davalı tarafça resmi nikah kıyılmadığı ve bu hali ile resmi nikah yapmaktan kaçınan ve müşterek haneyi terk eden davalının fiilinin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davaya konu olayda; taraflar resmi nikah olmadan geleneksel törenle evlenmişlerdir. Davacının bu eylemde rızası vardır. Davacı ile davalı arasındaki gayri resmi birliktelik, Türk Medeni Kanunu anlamında gerçekleşen ve hukuk alanında geçerlilik taşıyan bir evlilik olmayıp; taraflar arasında bir evlilik ilişkisi de doğurmamaktadır. Bu nedenle, aralarındaki ilişkinin aile hukuku kurallarına göre değil; Borçlar Hukuku'na ve özellikle de haksız eylem hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekir. Davacı kadın, davalıyla rızası ile birlikte olmuştur. Reşit olup eyleminin sonuçlarını da kavrayabilecek yeterliliktedir. Bu durumda, manevi tazminat isteminin reddedilmesi gerekirken mahkemece kısmen kabulune karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalı-karşı davacı yararına BOZULMASINA, (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalı -karşı davacının diğer temyiz itirazlarının reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.