Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6303 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4390 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 03/12/2014 gün ve 2013/17995-2014/16517 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davalılar vekili tarafından duruşmalı olarak kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla karar düzeltmeye dair işlerde duruşma yapılamayacağından istemin reddine karar verildikten sonra HUMK’nun 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, Dairemizin 03/12/2014 gün 2013/17995 esas 2014/16517 karar sayılı ilamı ile bozulmuş, davalılarca kararın düzeltilmesi istenilmiştir.Davacı, maliki olduğu ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, dava dışı yüklenici tarafından inşaatın %70'inin tamamlandığı 2256 ada 6 parsel sayılı taşınmaz üzerine, davalılar tarafından hakkında başlatılan icra takibi sonucu haciz konulduğunu, haciz nedeniyle inşaatın yapımının fiilen durduğunu, anılan icra takibine karşı Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açtığı menfi tespit davasının lehine sonuçlandığını, borçlu olmadığının tespitine ve hakkındaki icra takibinin iptaline karar verildiğini, haksız olarak yapılan haciz nedeniyle zarara uğradığını belirterek maddi ve manevi tazminat talep etmiştir.Dosya kapsamından, davacının haksız olduğunu iddia ettiği haczin yapıldığı İcra Müdürlüğü'nün 2008/19456 esas sayılı dosyası nedeniyle, Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/296 esas sayılı dosyası üzerinden açtığı menfi tespit davasının lehine sonuçlandığı, borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline karar verildiği ve kararın kesinleştiği, yine davalılar tarafından davacı aleyhine, Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/445 esas, 2010/907 karar sayılı dosyası üzerinden açılan, tapu iptal ve tescil davasının reddine karar verildiği ve bu kararın da kesinleştiği anlaşılmaktadır. Anılan tapu iptal ve tescil davası ile menfi tespit davası davacı lehine sonuçlandığına ve kesinleştiğine göre, takip ile haczin haksız olduğunun kabulü gerekir. Ancak, davalıların zarar ile yükümlü tutulabilmeleri için, haczin haksız olması tek başına yeterli değildir. Doğduğu iddia olunan zarar ile, haciz işlemi arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır.Dosya kapsamından, davacı tarafından, dava dışı yüklenici aleyhine, Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/48 esas sayılı dosyası üzerinden tazminat davası açıldığı ve davanın henüz derdest olduğu anlaşılmaktadır. Davacı ilgili dosyada, dava dışı yüklenicinin sözleşme uyarınca süresinde edimlerini yerine getirmediğini belirterek, sözleşmenin feshi ile uğradığı zararın ödetilmesini istemiştir. İlliyet bağı hususunda değerlendirme yapılabilmesi için, söz konusu davanın sonuçlanması beklenmelidir. O dosyada, dava dışı yüklenicinin kusurundan inşaatın devam etmediğinin belirlenmesi halinde, illiyet bağı kesilecektir. Mahkemece açıklanan yön gözetilerek, Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/48 esas sayılı dosyasının neticelenmesi beklenilmeli ve varılacak sonuca göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Mahkemenin ret kararının, açıklanan bu nedenlerle bozulması gerekmektedir. Şu halde, davalıların karar düzeltme istemleri kabul edilmeli, Dairemizin 03/12/2014 gün 2013/17995 esas, 2014/16517 karar sayılı kararı kaldırılmalı karar, değişik gerekçe ile bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle; HUMK’un 440-442 maddeleri gereğince karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 03/12/2014 gün 2013/17995 esas, 2014/16517 karar sayılı bozma kararının kaldırılmasına, kararın açıklanan bu nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.