MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 11/12/2009 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 19/07/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, bir suç dolayısı ile yapılan soruşturma sırasında, tarafına ait kamyona el konulduğunu, yapılan ceza yargılaması neticesinde beraat ettiğini, kararın kesinleşmesi ile birlikte aracın iadesine karar verildiğini, ancak bu süreçte kamyonun bakımsızlık nedeniyle zarar gördüğünü, aynı zamanda kamyonu işletememesi nedeni ile kazanç kaybına uğradığını belirterek maddi tazminat talep etmiştir. Davalı ise davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşturMahkeme, el koyma nedeniyle davalı Hazinenin sorumluluğuna gidilebilmesi için, bu konuda yasal bir düzenlemenin bulunması gerektiğini, koruma tedbirleri nedeniyle tazminat hususunun 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK ile düzenlendiğini, ancak davaya konu el koyma işleminin, bu tarihten önce yapılmış olması nedeniyle 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanuna tabi olduğunu, anılan mevzuatta ise bu tür işlemlerde Hazinenin sorumluluğuna ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar vermiştir.Dava, BK’nın 41. ve devamı maddelerinde düzenlenen, haksız eyleme dayalı tazminat davasıdır. Genel hükümler uyarınca, davacı uğradığı zararın tazminini talep edebilir, bu hususta Hazinenin sorumluluğuna ilişkin açık bir düzenlemenin varlığına gerek bulunmamaktadır. BK’nın 41. vd. maddelerinde; zararın ve tazminat miktarının tayini ile belirlenecek tazminatın tenkisi halleri de hüküm altına alınmıştır. Anılan maddeler gereğince dava konusu uyuşmazlık değerlendirilmeli; somut olayın oluşu, hal ve mevkiin icabı, hatanın ağırlığı, bölüşük kusur halinin bulunup bulunmadığı hususları tartışılarak, gerekirse hakkaniyet indirimi de yapılmak sureti ile tazminatın miktarı belirlenmelidir. Yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca; işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.